Tutku Çetiner Ural

Tutku Çetiner Ural

Duygular Ne Söyler?

Duygular sizin ayaklarınızdır. Yürümek için ayaklara olan ihtiyacımız gibi, harekete geçmek için de duygulara ihtiyaç duyarız. Duygularını ifade edemeyen, saklayan, içine atıp bastıran ya da inkar eden bir insan yol alamaz. Aldığı yollar onu ancak kendi ekseni etrafında döndürür.

Gerçek dönüşüm için duyguları tanımak, anlamak ve ifade etmek şarttır. Hadi hep birlikte duyguların kapısını aralayalım ve bu haftaki buluşmamızda bir iki duygumuza yakından bakalım, ne dersiniz?

Merhaba benim adım üzüntü, bedenine geldim çünkü sana bir şey anlatmaya çalışıyorum. Ben mutluluğun, neşenin zıddıyım. Üzülmeden minnettar hissedemezsin. Gerçek bir mutluluk ve hak edilmiş bir neşe ancak üzüntüden sonra gelir. Sana bir kayıp yaşadığını hatırlatmaya geldim. Acı hissediyorsan değişim vaktinin geldiğini görmelisin. 

Merhaba öfke, demek sen de bedenime bana bir şey anlatmak için geldin. Sen ne demeye çalışıyorsun. Ben şu an o kadar çok bağırıyorum ki, değil duygularımın sesini, karşımdakini dahi duymuyorum. Öfke sen geldiğinden beri aklımı kaybetmiş gibiyim. Kalp atışlarım hızlandı, ağzım kurudu. Sempatik sinir sistemim “savaş veya kaç” sinyalleri veriyor. İçimde çalışan mükemmel sistem “Savaşacağız. Kaçmıyor, savaşıyoruz. O halde daha fazla enerjiye ihtiyaç var. Sindirimi durdurun, şu an tüm enerjimizi savaşmaya ya da kaçmaya kullanmak zorundayız.” diyor. Aman Allah’ım karnım çok gerildi, soğudum, şimdi de terliyorum. Öfke senden nefret ediyorum. Beni mahçup ediyorsun, beni gülünç duruma sokuyorsun. Neden bedenime geliyorsun ki? 

-Gerçekten bilmek istiyor musun?

Hey öfke, senin bir dilin mi var yoksa konuşuyor musun?

-Elbette, her duygu gibi benim de bir dilim var. Üstelik bağırmayı seviyorum. Çünkü seni korumalıyım. Seni savunmalıyım. Zarar göremezsin.

Beni kimden korumalısın öfke?

-Mesafeni koruyamadığın ve alanını ihlal eden herkesten, hatta kendinden bile.

Peki korunmaya ihtiyacım olduğunu ve alanımın ihlal edildiğini nereden anlıyorsun.

-Çünkü bana sen söylüyorsun. Fizyolojik tepkilerinden ve bilişsel yorumlarından anlıyorum. Göz bebeklerin büyüyor, kalp atışın hızlanıyor. Soluk hızın artıyor. Vücudunun tükürük salgısı azalıyor ve glukoz salgılaması artarken adrenalin yükseliyor. Sindirimin dahi duruyor. Daha önemlisi; içinden sürekli, “Bu iş böyle gitmez. Hiçbir şey yolunda değil. Büyük bir sorun var.” deyip duruyorsun. Seni korumalıyım.

Şimdi anlıyorum. Sindiremediğim her düşünce farklı duygular olarak ortaya çıkıyor sanırım. Tanımaya ve anlamaya başlıyorum. Bana bir çok şey anlatmaya çalışıyorlar. Parasempatik sistemim sağlıklı çalışıyor olmalı. Dinlen ve sindir. Durmaya ve düşünmeye başladıkça tükürük bezlerim salgısını artırıyor. Rahatlıyorum, gevşiyorum. Sindirim sistemim harika çalışıyor. Vücudum her şeyin yolunda olduğu sinyallerini almış olmalı. Gerginliğim yerini yumuşamaya ve gevşemeye bıraktı. Kaslarım rahatlıyor. Kalp atış hızım ve nefes alış verişim dahi değişti.

Teşekkür ederim duygularım, bana neler anlatmaya çalıştığınızı anlamaya başlıyorum.

Yeni duygulara kapı aralayarak yazı dizisine devam edeceğiz. Duygularınızı dinleyin. Onlar ne yöne gitmeniz ve neyi onarmanız gerektiğini size hatırlatıyorlar. Sadece kulak verin, görün ve hissedin yeter. 

Sevgiyle kalın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.