Aysel Ateş Abdullazade

Aysel Ateş Abdullazade

Eşitlik dilde başlar!

Türkçe o kadar zengin bir dil ki. Sözcüklerin çok alternatifi olmasına rağmen insanlar türkçe'yi de ataerkil konumunda kullanıyor. Geçenlerde dilimizde ve beynimizde yer etmiş ata sözleri ve onların kadını küçümsemesi konusunda yazmıştım. Hemen hemen tüm ata sözlerinde bir kadın ezilişi, kadına baskı, kadını yönetme fikirleri mevcut. Üstelik alt katta da değil bu düşünce, direk ifade ettiği ilk manada. 

Bugün de türkçemizdeki ifadelerin ataerkillik zirvesinden kullanışını anlatmak istedim. Çünkü kadın ve erkek eşitliği dilde başlamalı, dil ile, ifade ile, anlatım ile gösterilmeli. 

Bir kaç örnekle fikrimi açıklığa kavuşturayım.

*Sözünün eri - "er" kelimesinin etimolojisine inersek anlamının yiğit, kahraman ve dolayısı ile erkek cinsine mansup olduğunu göreceğiz. Peki bu ifade insanın toplumda yerini gösteriyorsa, neden erkek üzerinden anlatılıyor? İnsan verdiği sözü tutmalı, sözünden caymamalıdır. Sözünün eri yerine sözünü tutan demeliyiz. Çünkü insandan bahesdiyoruz, erkekten değil. 

*Adam akıllı - akıl insanlara verilmiş olan şüurlu davranış sistemidir. Neden yine erkek üzerinden kurulmuş bir ifade kullanıyoruz? Alternatif olarak dört dörtlük birleşimi daha uygun değil mi? 

*Bilim adamı - dünyada ne kadar keşifler etmiş kadınlar var, biliyor musunuz? Daha dün "Kadınca Adımlar" programında ilk pilot kadınları anlatmış, onları tanıtmıştım izleyicilere. Tarihte yeteri kadar bilim dalında başarıya ulaşmış kadınlar var. Peki neden bilim insanı değil de, bilim adamı? Erkek egemenliği ne zaman çöküşünü yaşayacak? 

*Kadın başına - kadın başına ne demek? Bir düşünelim. Kadın olduğun için, kadınsın ve yalnız olmaz! anlamı içeriyor. Kadın, birey olduğu halde, kadın bu kadar özgür yaratıldığı halde her şeyde onun yanına bir erkeğin "eşlik" etmesi çok lüzumsuz. Tek başına diye tamımlamalı olduğumuz bu ifade kadın başına olmaktan çıkmalı, düzgün şekilde türkçe'de kullanılmalıdır. 

Daha çok örnekler verebilirim. Yazımın amacı ana dilimiz olan türkçe'yi doğru kullanmak, toplumsal cinsiyet eşitliği kurallarını dilde göstermek. Böyle güzel ve zengin bir dili ataerkil zihniyete kurban vermeden, aslı gibi tanıtmak, olduğu gibi göstermek gerek. Dilin cinsiyeti yoktur. Dil insana hitap eden, insanı algılayan ve insanı anlatan bir nesnedir. Bu yüzden lütfen dikkat edelim, hem dilimiz arınsın, hem zihniyetimiz değişsin. Unutmayın, eşitlik dilde başlar! 

Önceki ve Sonraki Yazılar