Foça iki gündür sadece bir tartışma yaşamıyor; bir yönetim krizi, bir güven erozyonu ve belki de uzun süredir biriken huzursuzluğun taşmasıyla yüz yüze. Olayın merkezinde ise Foça Belediye Başkanı Saniye Bora Fıçı ile parti içinde yıllardır aktif görevlerde bulunan Ömer Babadağ var.

Başkan Fıçı bugün bir basın kuruluşuna açıklama yaptı ve iddiaların tamamını “gerçek dışı” olarak nitelendirerek, şu cümleyi kurdu:

“Bunların hepsi yalan, ilçedeydim ayrılmadım, benim il başkanım varken ilçeden ayrılır mıyım!”

Kağıt üzerinde bakınca, savunma gibi görünen bir cümle…

Ama sahada konuşulanlar, ortadaki tanıklıklar ve Babadağ’ın duruşu bu cümlenin gerçeklik payını sorgulatıyor. Çünkü mesele sadece “ayrıldım–ayrılmadım” meselesi değil; mesele hakaret, gerginlik, terk ediş ve Foça’nın siyasetinde kırılmış bir güven duygusu.

Asıl kritik soru ortada duruyor, hatta çığlık atıyor:

Başkan Fıçı, Ömer Babadağ’a gerçekten “Provokasyon yapma! Karakter yoksunu adamı dinlemem, ben burayı terk ediyorum!” dedin mi, demedin mi?

Cevaplanması gereken tek soru bu.

Toplumla dalga geçmeye gerek yok.

Bu kadar net bir iddiaya üstünkörü bir cevap yetmez.

Çünkü bu cümle bir yerde söylenmişse, o artık basit bir tartışma olmaktan çıkar;

kurumsal saygı, makam ciddiyeti ve siyasi etik meselesine dönüşür.

Foça bugün bunu konuşuyor.

Kabullenelim: Başkan’ın yaptığı açıklama, bu iddiayı açıklığa kavuşturmuyor.

Aksine daha büyük soru işaretleri yaratıyor.

Babadağ’ın sessizliği değil, netliği konuşuluyor.

Başkan’ın açıklamasından sonra Ömer Babadağ da kendi sosyal medya hesabında açıklama yaptı ve onlarca medya kuruluşunda haber olan şu ifadeyi paylaştı:

“Kamuoyuna yansıyan söz ve tavırların tamamı doğrudur. Parti tüzüğü ve hukuki yollar çerçevesinde gereğini yapacağım.”

Bu cümle sadece bir cevap değil;

bir meydan okuma,

bir tanıklık beyanı,

geri adım atmayan bir duruş.

Kısacası, Babadağ “Evet, bunlar söylendi ve ben bunların arkasındayım” diyor.

Peki Başkan Fıçı ne diyor?

“Olaylar gerçek dışı.”

Bu kadar.

Foça halkı ise soruyor:

Hanginiz doğru söylüyor?

Ve Asıl Sorumluluk İl Başkanı Çağatay Güç’te

Olayı kritik hale getiren unsur şu:

Ömer Babadağ, bu gerilimin yaşandığı ortamda İl Başkanı Çağatay Güç’ün de bulunduğunu söylüyor.

Bu iddia oyunu tamamen değiştiriyor.

Çünkü eğer İl Başkanı oradaysa, bu olayın gerçekliğini açıklamakla yükümlü tek kişi odur.

Ne Başkan Fıçı’nın kaçamak cümleleri,

ne Babadağ’ın sert çıkışları,

ne kulislerde dolaşan fısıltılar…

Bu tartışmayı bitirecek olan gerçek sadece Çağatay Güç’ün açıklayacağıdır.

Sayın Güç’e soralım:
• Olay anında orada mıydınız?
• Başkan Fıçı’nın kullandığı iddia edilen ifadeleri duydunuz mu?
• Tanıklığınızı açıklamaktan kaçınacak mısınız?
• Yoksa Foça’nın üzerindeki sis perdesini kaldıracak mısınız?

Bu ilçe artık laf istemiyor, masal istemiyor, yuvarlanan cümleler istemiyor.

Bu ilçe gerçeği istiyor.

Foça’nın Bugünkü Sorunu Bir Siyasi Tartışma Değil; Bir Güven Sorunudur

Siyasette tartışma olur, fikir ayrılığı olur, ses yükselir, olur da kapılar çarpılır.

Ama yalan–doğru ikilemine sıkışmış,

toplumun önünde “Ben bunu demedim!” – “Ben şahidim, dedi!” gerilimine dönüşmüş bir tartışma…

Bir ilçeyi içeriden çürüten şey tam olarak budur.

Foça halkı bugün soruyor:

“Biz kime güveneceğiz?”

Cevap verilmedikçe, sessizlik büyür.

Sessizlik büyüdükçe güvensizlik yer eder.

Ve güvensizlik bir belediyeyi yavaş yavaş çökerten en ağır yüktür.

Son Söz: Foça Bu Soruya Cevap Almak Zorunda

Başkan Fıçı o sözü söyledi mi?

Babadağ doğru mu söylüyor?

İl Başkanı tanık mı?

Bu sorular cevaplanmadıkça Foça’nın yarası kapanmaz.

Bu tartışma da basit bir siyasi kriz olmaktan çıkar, bir ahlaki kriz hâline gelir.

Ve unutulmasın:

Ahlaki kriz yaşayan bir kurum, hiçbir tartışmayı kazanamaz.