GEL DE DEPREMLE YAŞA!

Deprem olduğunda büyük bir kaya parçasının üzerindeydim. O koca kaya, ayağımın altında salıncak gibi sallandı.

Tansiyonum düştü sandım, ta ki aynı kaya üzerindeki bir başkasının deprem oldu demesine kadar.

İzmir’de dünkü depremi bir an unutun, unutmak kolay değil biliyorum ya da daha doğru cümle ile bir gün öncesine gidin.

İzmir’de deprem olsa sizce nerede, ne olur diye İzmirlilere bir soru sorun.

Alacağınız cevap İzmir’i, İzmir’in geçmişini ve gelişimini bilenlerden aynı olacaktır.

En riskli bölge, Bayraklı ve Bornova’nın alüvyon zemini üzerinde kurulan, yüksek katlı binalarla ilgili çok yorum olacaktır.

Deprem uzmanı olmayan, jeolojik mühendisi olmayan, inşaat yüksek mühendisi olmayan bütün herkesin bile bildiği bir gerçek maalesef dün, bilmeyenlerin de bildiği, bilen ve bilmeyen herkesin üzüldüğü bir gerçek olarak karşımıza çıktı.

Deprem öldürmüyor, binalar öldürüyor, binaların konulduğu zeminler öldürüyor dedikleri, İzmir depreminde bir kez daha ortaya çıktı.

Şimdi sormayalım mı, imar izni verene, kentsel dönüşüm izni verene, 8-10 kattan vazgeçtim, 30’ların üzerinde kat izni verenlere, garantisi de var mı?

Şimdi sormayalım mı, dışı çafçaflı, içi makyajlı, çevresi ağaçlı, çiçekli, böcekli çok katlı siteleri yapanlara, garantisi de var mı?

Şimdi sormayalım mı, en ucuzu, 1,5 milyar, en pahalısı 5 milyara satılan lüks dediğiniz dairelerin garantisi de var mı?

Yeni Kent Projesi’nin olduğu yer, yeni deprem derslerin görüldüğü yer haline geldi.

Yıkılan belki 17 bina ama yıkılmaya meyilli bina sayısı yüzlerce.

Bayraklı ve Bornova’da kentsel dönüşüm sinyallerini bu deprem verdi.

Ama yeniden yapılanma değil, zemin etütlerinin tam olarak yapıldığı ve binaların zemin etütlerine göre yapıldığı bir dönem başlayacak.

Lüks değil, sağlamlık önem kazanacak.

Gösteriş değil, zemin etütleri önem kazanacak.

Müteahhittin kazancı değil, mimarın, jeoloji mühendisinin, inşaat mühendisinin, yapı denetim elamanlarının düşünceleri önem kazanacak.

Öncesinde olması gereken buydu.

Artık olması gereken de bu.

Yeni bir 7 şiddetinde depremin daha olmayacağına dair kimsenin garantisi yoksa ama Bayraklı ve Bornova’daki bu zeminlerde yapılan binalara da garanti olmak zorunda.

Yoksa birileri daha çok kazanacak hırsının sonucu, çok üzülürüz, daha çok acınacak halde oluruz.

Birkaç ay önce 1,5 milyara Bayraklı’da yeni daire olan dostumun dairesinde ve apartmanındaki deprem görüntülerine görünce anladım ki,  lüks görünen ile sağlam görünen arasındaki fark fiyat farkı değil,  düşünce farkı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.