Giderek artan tehlikeye dikkat!

Giderek artan tehlikeye dikkat!

Hayatımızın bir parçası olan hastalıklar, günlük hayatımızı etkilemeye başladıklarında ciddi sorunlar yaratabiliyor.

Üstelik bazı hastalıkların yarattığı estetik kaygılar sadece fiziksel değil psikolojik olarak da tahribatlara yol açıyor. Tıpkı, skolyoz da olduğu gibi… Avrasya Hastanesi’nden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Eishan Nabiyev, skolyoz ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlatıyor.
 

Skolyoz (Omurga eğriliği) nedir?
 

Omurganın göğüs veya bel bölgelerinde görülen yana doğru eğilmelerdir. Daha çok ergenlik döneminde tanısı konulan skolyoz, erkeklere oranla kızlarda 8 kat daha fazla görülür. Küçük yaşlarda başlayan bu eğriler, ilerleyen yaşlara kadar tedavi edilmediği takdirde ciddi sorunlara yol açıyor. Travma, doğumsal gelişim bozuklukları dahil birçok sebebe bağlı olarak ortaya çıkan skolyoz, bilinen en eski omurga deformasyonudur.


Normal omurgada yukarıdan aşağıya düz bir şekilde uzanan omurlar, skolyozlu kişilerde sağa, sola veya kendi ekseninde dönerler. En az 10 derece eğim gösteren skolyoz, normalde var olan bel çukuru ve sırt kamburunun artmasıyla kendini gösterir.


Skolyozun ortaya çıkma nedenleri;


Erken çocukluk çağında başlayan infantil ve juvenil skolyoz


Doğumsal omurga kemik yapısı bozuklukları kaynaklı konjenital skolyoz


Travmalara bağlı skolyoz


Bacak eşitsizliği ve kalça, diz eklemi sorunlarına bağlı oluşan skolyoz


Skolyozun belirtileri;


Omurganın yana veya öne doğru eğilmesi


Omuz ve kalçanın eğrilik sebebiyle simetrik durmaması


Bir omzun öne doğru ilerlemesi


Sırt, bel ve boyun ağrıları


Yorgunluk


Nefes almakta zorluk çekme


Giysilerin bedene iyi oturmaması veya uymaması
 

Türkiye’de yaklaşık 2,5 milyon skolyoz hastası var!
 

Birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkan skolyozun görülme oranı giderek artmaktadır. Türkiye’de yaklaşık 2,5 milyon skolyoz hastası vardır. Bunların yaklaşık 150 bini okul çağındaki çocuklardan oluşmaktadır. Skolyoza bağlı olarak omurga dışında kalça, göğüs kafesi ve kürek kemiklerinde de kaymalar oluşur, duruş ve görüntü bozukluğu ortaya çıkar. Gelişme çağındaki çocuklarda ise bu durum, omurgada anormal yüklenmeye ve bunun sonucu olarak da omurlarda deformelere neden olur. Kısaca belirtmek gerekirse skolyoz çocuklarda büyüme geriliğinden kalıcı omurga bozukluklarına yol açabilir.
 

Skolyoz tipleri nelerdir?
 

İdiyopatik skolyoz, daha önce düzgün olan bir omurgada, bilinmeyen bir nedenle ortaya çıkabilir.


Doğuştan (konjenital) skolyoz, omurgadaki bir gelişim kusuruna veya birbirine kaynamış kaburgalara bağlı olarak ortaya çıkar.


Polio (çocuk felci), beyin felci veya kas erimesi gibi durumlara bağlı olarak kasların felci sonucu oluşabilir.
 

Skolyoz probleminde tanı süreci


Skolyozun erken tespit edilmesi, bu problemin çözümünde anahtar rol oynamaktadır. Çünkü erken tanı konulan skolyozun tedavisinde cerrahi bir müdahaleye gerek kalmadan iyileşme sağlanabilir. Bu sebeple kendinizde ve çocuğunuzdaki omurga problemlerini ciddiye almalı ve yukarıda bahsi geçen belirtilere rastladığınızda doktora gitmelisiniz. 


Doktor tanı için kişiye hem fiziki muayene hem de radyolojik incelemelerde bulunur. Muayene bulgularının yanı sıra röntgen, manyetik rezonans görüntüleme, bilgisayarlı tomografiye göre bir tanı konulur. Fiziki muayenede en tipik tanı yöntemi ise hastanın öne doğru eğilmesiyle ortaya çıkan eğrilik düzeyidir.
 

Skolyozda tedavi yöntemleri
 

Skolyoz tedavisinde uygulanacak yöntemler hastanın yaşı ve skolyoz eğrisine göre şekillenmektedir. Eğriliğin şiddetine göre korse kullanımı, ameliyat veya fizik tedavi gibi çeşitli yöntemler doktor tavsiyesi ile uygulanır. Egzersiz programları ile skolyozu durdurmak mümkün olabilir. Özellikle 7 yaşından itibaren, 15 derecenin üzerinde skolyozu bulunan çocuklarda doktor tarafından belirlenen egzersiz programları çok etkilidir. 


Eğer eğrilik 40 derecenin üzerinde ise cerrahi müdahale en uygun tedavi yöntemidir. Cerrahi tedavi de sırt ve/veya bele yerleştirilen vida ve çubuklar yardımıyla omurgada düzletme yapılmaktadır. Eğer büyümesi devam eden çocuklarda eğrilik 20 derecenin üstünde ise korse tedavisi uygulanır. Ancak unutulmamalıdır ki, korsenin etkisi 40 derecenin üzerindeki eğriliklerde ve büyümesini tamamlayanlarda etkin değildir.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.