Arif ÇAYAN
Gökyüzünde umut! Yeryüzünde diriliş!
Kimi zaman bir milletin kaderi, küçük bir odada atılan büyük bir adımla değişir. Bugün savunma sanayisinde dünyaya söz söyleyen, "trendi belirleyen" bir Türkiye varsa, bu başarı; 50 yıl önce bir apartman dairesinde başlatılan inançlı bir yürüyüşün eseridir. ASELSAN’ın hikâyesi, yalnızca bir şirketin değil, bir milletin direnişinin, dirilişinin ve yeniden doğuşunun öyküsüdür.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ardından maruz kaldığımız ambargolarla “biz bize yeteriz” anlayışına sarıldık. O günlerde kesilen mühimmatlar, kapatılan anlaşmalar ve sessiz telefon hatları, Türk milletine bir gerçeği gösterdi: Egemenlik, teknolojiyle taçlandırılmadıkça tam olmaz. Bu farkındalık ASELSAN’ı, sahnede ilk kez görünmeyen ama hissedilen bir aktör yaptı.
Bugün geldiğimiz noktada, yalnızca ihtiyacımız olanı üretmiyor; dünyaya umut, dosta güven, düşmana da caydırıcılık ihraç ediyoruz. Kızılelma gökyüzünde süzülürken sadece mühendislik değil, millet iradesi uçuyor o kanatlarda. TEKNOFEST’te bir SİHA gemisinin güvertesinden kalkan hayaller, bu milletin inancının, çalışkanlığının ve kararlılığının ürünü.
ARTIK OYUN KURUCU DEĞİL, OYUNU KURALINA GÖRE YAZAN BİR TÜRKİYE VAR
Bu sadece bir savunma sanayi başarısı değil; bu, topyekûn bir millet uyanışıdır. İnsan kaynağının içindeki cevheri keşfetmenin sonucudur bu. Üniversitelerde sabahlayan genç mühendislerden, gece gündüz AR-GE laboratuvarlarında ter döken uzmanlara kadar herkesin alın teridir. Ve o ter, bu topraklara bereket olarak düşüyor.
Bugün ROKETSAN’ın füzeleri yalnızca hedefi değil, ülkenin rotasını da belirliyor. Balistik teknolojilerden deniz altı sistemlerine, hipersonik arayışlardan uzay vizyonuna uzanan bu yolculukta Türkiye artık “izleyen” değil, “izlenen” bir aktör.
BİR SİLAH SİSTEMİNDEN FAZLASINI ÜRETİYORUZ: UMUT
Çünkü bu milletin karakterinde teslimiyet yoktur. Hafızasında 1915 vardır, 1974 vardır, 15 Temmuz vardır. Ve bugün, o hafızanın üzerine yazılan yeni bir destan var: Mavi Vatan’dan uzaya uzanan yerli ve milli bir kalkınma hamlesi.
Ne mutlu bize ki, artık silah değil, kabiliyet ihraç eden; sadece ürün değil, güç ve bağımsızlık sunan bir Türkiye var. Bu millet ayağa kalktı. Artık yürümüyor, koşuyor. Ve bu koşunun sonunda yalnızca güçlü bir Türkiye değil; dostlarına güven veren, düşmanlarına korku salan, adil bir dünya hayali kuran bir lider ülke duruyor.
Unutmayalım: Bu topraklar, yalnızca yaşamak için değil; yaşatmak için emek vermeyi bilenlerin vatanıdır.


![]()













Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.