İlknur Gülebaş ile Medya ve Spikerliğe Dair 

İlknur Gülebaş ile Medya ve Spikerliğe Dair 

Gonca Elibol'un röportajı

Öncelikle bize Kendinizden bahseder misiniz ?

Annem öğretmen babam emekli 3 kardeşiz abim makine mühendisi kardeşim dış ticaret ve turizm mezunu.3 Üniversite bitirdim İstanbul Üniversitesi  İletişim Fakültesi, Maltepe Üniversitesi Radyo Tv, Anadolu üniversitesi kamu yönetimi mezunuyum.2 tane belgesel çektim 1 tanesi çay toplayan kadınların hayat hikayesini çektim. 2.cisi hapishaneye girdim 10 gün mahkumlarla kaldım onların hayatını çektim. Dünyada ve Türkiye’de İlk’ti çok ödül aldım. Belgeselin devamını getiremediğim için Bedel’in kitabını yazıyorum eylül ya da ekimde çıkarmayı düşünüyorum. Onların hayatlarıyla çok şey öğrendim. işimi çok seviyorum 9 yıldır spikerlik yapıyorum.2 sene ara verdim kitabı ve kendimi toparlamak için.


Ama en önemlisi aile anneme babama ve erkek kardeşime Allah uzun ömürler versin. açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez derler onlar benim hem kanatları açmamı sağladılar hem de hep daha yükseğe uçmamı. Onlara çok teşekkür ediyorum ve çok seviyorum bu ilk önce kendine güveniniz daha sonra aileniz güveni bu meslek için çok önemli 

16359032_1510799248944602_1199346575_n.jpg


İlk televizyon nasıl başladı ? 
Üniversitedeydim. Klasiktir her üniversitesinin bir televizyon kanalı vardır. ilk öğretmenime rica ettim orda başladım. ilk olarak mutfak öğrenmeye çalıştım çünkü yemek yapmasını bilirseniz sunumu daha kolay yaparsınız derdi hocalarım bende mutfaktaki detayları öğrendim. rejiden başladım daha sonra ses’e geçtim öyle böyle derken kendimi ekranda buldum. Tabii ki bunun içinde diksiyon, şan artikülasyon beden dili gibi değerli hocalardan dersler aldım. Hala hocalarımdan fikir ve dersler alırım çünkü çalışmayı kendime bilgi biriktirmeyi seviyorum .

 Belgesel çalışmanız nasıl gelişti detaylarını anlatır mısınız?
Aslında tez yaptığım çalışma ama bu kadar ilgi göreceğini bende tahmin edemedim. Arkadaşlarım hep tez için hazırlıklarını bitirdi ben hala değişik bir şeyler yapayım farklı olsun diye kafa yordum. Sonra bizim Adapazarı karasu yazlığımız var. Bir gün annem ile dışarı çıktım. Gezerken küçük eski bir hapishane gördüm belgesel projesi geldi aklıma. İlk olarak jandarma daha sonra kaymakamlık derken cumhuriyet savcısı ve Ankara’da buldum kendimi. Belgesel projesi üzerinde tam 2 sene çalıştım. İlk olarak bütün hapishaneleri araştırdım. Hapishane müdürleri ile iletişime geçtim sonra avukatlar daha sonra psikologlar konuştum. Onları ruh hallerini ve nasıl yaklaşmam gerektiğini nasıl başlamam gerektiği konusunda bilgiler aldım değerli isimlerden. Bu konuda bana yardımcı olan öğretmenlerime sonsuz teşekkür ederim. Başta değerli hocam Peyami Çelikcan bana çok yardımcı oldu. Daha sonra da ekibimi  kurdum ve teknik çalışmalara başladım. Sonra belgesel çekimi için şubat ayında yollara döküldük.
Adapazarı Ferizli cezaevinde 10 gün kadın, çocuk ve erkek koğuşunda çekim yaptım. Aslında ben pek bir şey yapmadım çünkü onların hayatını dinlerken ağlamaktan konuşamadım. En çokta çocuk koğuşunda kötü oldum en küçükleri 12 yaşındaydı. Hepsinin gözlerindeki o masumluklarını konuşurken anlıyorsunuz  ve görebiliyorsunuz. Bana 13 yaşında bir mahkum çocuk dedi ki  abla biz bilerek bunu yapmadık şimdi daha iyi anlıyoruz şimdi farkındayız yaptığımız hatanın ve bedelini ödüyoruz dedi. Aslında  bir bakıma da belgeselin isim babası oldu. Bunun gibi birçok mahkumla da konuştum. İnsanın etkilenmemesi mümkün değil insanın şükretmesi ve keşke dememesi için o kadar çok neden vardı ki orda …
Teknik çalışmalar bittikten sonra kurgu aşamasında da arkadaşım ile akşam geç saatlere kadar çalıştık. elimde 36 saatlik görüntü ve 1000’e yakın fotoğraf vardı. bedel belgeselin müziklerini orda ki çocuklar ve gardiyanlar yaptı. Kimi söyledi kimi sazı ile eşlik etti
Daha önce bedel için yaptığım röportaj da söyledim niye aynı şeyi söylemek istiyorum bu projenin amacı toplumdaki eksiklikleri göstermek, en önemlisi de "eğitimsizlikten doğan sonuçlara dikkat çekmekti. Bedel adlı belgesel projem tamamlandığında sadece onlarla izlemek istedim. Onların duyguları kendilerini gördüklerinde neler hissedeceklerini merak ettim.


Sağ olsunlar o zamanın savcısı komutanı, milletvekilleri  okulumun rektörü öğretmenlerim  ekibim ailem en önemlisi mahkumların aileleri hep birlikte izledik. Kendileri gördüklerinde ne kadar mutlu olduklarını onları izlerken anladım.
Daha sonra da Bedel Üniversitede izlendi televizyonlarda dağıtıldı. Yarışmalara gönderildi. Meyvelerini topladım ki hala konuşulan bir projedir


Krt Tv’den biraz bahsedersek.
Krt kültür televizyonu aslında benim hayatımın dönüm noktası ; çünkü orası benim ikinci ailem. İnsan ailesinde nasıl doğal rahat ve mutlu ise bende orada öyleyim. kanaldaki arkadaşlarımın hepsi kıymetlidir ; ama 5  isim benim için özeldir. Başta kanalımızın sahibi sayın Ahmet Kopuz’a çok teşekkür ediyorum. Daha sonra arkadaşımız, dert ortağımız, öğretmenimiz, akıl hocamız her şeyimiz genel müdürümüz Didem Duyum ve her zaman bilgisine ve tecrübesine inandığım genel yayın koordinatörümüz sayın Ferit Atay ve abimiz canımız hocamız bıkmadan usanmadan bize her konuda destek olan yayın koordinatörümüz sayın Gökhan İyigün’e çok teşekkür ederim. Gerçekten bunları  içtenlikle söylüyorum insanın arkasında böyle inandıkları ve güvendikleri tecrübeli isimler olursa o işi daha bir aşkla yapıyorsunuz. Şunun da altını çizmek istiyorum çalışıyorum diye söylemiyorum birazda bu işin aslında nasıl sevgi ile yapıldığının önemini vurgulamak istiyorum çünkü bu iş ekip işi bu iş aile işidir bence .
Hafta içi Ana haber sunuyorum saat 18:30’de ve Çarşamba günleri dünyalar tatlısı hayatımda olmazsa olmaz dediğim sesini duymadan yapamadığım yazar sayın Bihin Edige ile birlikte Çarşamba günleri Holistik Analiz programı yapıyorum. Gündemdeki siyasi olayları holistik açıdan değerlendiriyoruz.


Yayın politikamız ise Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, kültür, eğitim, haber ağırlıklı; toplumsal fayda gözeten, izleyicileri iyiye, doğruya, güzel olana yönlendiren ,insan odaklı bir televizyon kanalıyız. Türkiye’nin ilk kültür ekranı çok başarılı yayınlar yapıyor ve yeni yayın döneminde yepyeni programlarımızla yine farkımızı belli edeceğiz...

Haber dışında bir program düşünüyor musunuz ? 
Haberi seviyorum. Hem bu işin mutfağını öğrendin hem de burada yaşanan gelişmeleri son dakika bilgileri o heyecanı hiç kaybetmiyorsunuz. Her dakika ilk işe başladığınız heyecanı yaşıyorsunuz haber sunarken de editörlük yaptığınızda da…belki ilerleyen zamanlarda daha içeriği bol daha geniş kapsamlı siyaset içerikli program yapabilirim. 9 senedir bu mesleği yapıyorum ve her gün yeni şeyler öğreniyorsunuz başarıyı bilmek için sonuna kadar diretmeyi, kollarını sonuna kadar açabilmeyi, pes etmemeyi ve dünyaya kollarını kocaman açabilmeyi öğretiyor…

İnsanlar neden medyada olmak istiyor sizce ?
Biz toplum olarak medyayı seviyoruz. Şimdi dışarı çıksak herkes spiker olmak ister ama bu işin ne kadar zor olduğunu bilseler bir kez daha düşünürler. Tabi ki isteyen herkes yapabilir ama bence bu işin zorluğunuza bilsinler. Göz önünde olmak insanlara güzel geliyor kim istemez…

Kitap projenizi anlatır mısınız ?
Bedel belgesinin çekim aşamasını paylaşmıştım. Bedel belgeselini herkes izlemedi. Ben bunu kitap olarak sunmak istiyorum ki ulaşamadığım yerlere ulaşarak yaşanan zorluklara, bilmeden ya da bilerek neyse yapılan hataların nelere sonuç verdiğini anlatmak istiyorum. Yaşadığım o 10 günlük süreçte orada olan insanların keşkelerini, pişmanlıklarını ve verdikleri mesajları paylaşmak istiyorum. Ne aşamadayım kitap bitmek üzere çalışıyorum üzerinde bitince kısmetse raflardaki yerini alacak.


Sizce bu işi yapabilmek için iletişim mezunu olmak şart mıdır ?
Bence bilgisi, becerisi olan herkes bu işi yapabilir ; çünkü bu iş yetenek ve bilgi, beceri ve üretme işi…

 
Son dönemde pek çok ödül aldınız bu ödüllerden biraz bahseder misiniz ? 
İlki Sarıyer belediyesi en spiker ödülü
İkincisi terörle mücadele sırasında yaralanıp gazi sayılmayanlar derneğinden
Üçüncüsü haber İstanbul gazetesinden en spiker ve gazeteci
Üçüncü bedensel engeller derneğinden
9 senedir spikerlik yapıyorum ve yaptığım işin karşılığı böyle güzel ödüllerle taçlanması beni çok mutlu etti. Doğudan batıya kuzeye güneye tanımadığım insanların evlerine sofralarına 10-15 dakika misafir olmak çok güzel bir duygu onun için mesleğimi seviyorum.
Bunun için herkese sonsuz teşekkürler


İnternet yayıncılığını nasıl değerlendiriyorsunuz ? 
Bence internetin daha çok ön plana geçeceğini düşünüyorum  televizyonda artık izlenmeyecek hala geldi. İnternet şuan her şeyi geçmiş durumda bugün ulaşım araçlarına bakın yada arkadaş ortamlarında herkesin elinde telefon ve internetteler. Baktığınızda  Türkiye’nin bir ucundan diğer ucundan haber alabiliyorsunuz. Gün geçtikçe daha hızlı yayılıyor..


Sosyal medyayı nasıl kullanıyorsunuz ?
Evet bir haberci ve spiker olarak çok aktif şekilde kullanıyorum. Gün içinde bütün haber sitelerine bakarım günlük köşe yazarlarım var onların yazılarını okurum neler olmuş, yaşanmış takip ederim. Kendi kişisel sosyal hesaplarımda(facebook, twitter ve intagram) var onlardan gelen mesajları, yazıları ve  önerileri okurum.

Haber dışında daha güncel yaşam tarzı bir program sunmak ister miydiniz ?
Haber dışında başka bir program düşünmedim. Çalışmayı seviyorum. Hiç bilmediğiniz tanımadığınız doğunun en ucundaki  ile  batının en ucundaki  insanların evine konuk oluyorsunuz belki 5-10 dakika onların sofralarına oturuyorsunuz ve yaşanan olayları anlatıyorsunuz bundan güzel bir duygu olamaz ondan sebep ben başka meslek yapamam sanırım 


 Ekranda olmak için güzellik şart mı ?
Allah herkese güzellik vermiştir zaten. Bu meslek adına güzellikten öte bakımlı olmak zorundasınız çünkü ekran önündesiniz ve insanlara hitap ediyorsunuz. Görsellikte bu meslek için çok önemli


KırmızıTürk hakkında neler söylersiniz…
9 senedir bu meslekteyim ve yaptığım spikerlik mesleğinin kırmızı türk adı altında  toplanması inanılmaz bir gurur bence. Uzun zamandır takip ediyorum tabiî ki bir spiker olarak umarım gün gelir bu alanda ödülde alırım  kırmızı türk ailesine katılmak da benim adıma mutluluk verici. Bizim mesleğimiz açısından çok güzel bir şey.


Hayatımın kitabı ya da filmi dediğiniz bir kitap ya da film var mı ?
Tanrıça uyanıyor kitabı yazar sayın Bihin Edige çünkü bir kadının doğuşunu ve başarısını anlatıyor. Herkese tavsiye ederim. Ne olursanız olun istek ve beceriniz varsa her şeyi yapabilirsiniz her şey sizde ilk kalbinizde bitiyor..
Son sözünüz…


Herkes okusun okumaktan zarar gelmez. Okudukça bilgi birikiminiz hayata bakışınız değişecek….

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.