Kokteyle çok sayıda avukatın yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal da katıldı. Adli yıl açılışı dolayısıyla bir konuşma yapan İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarının kısıtlanmasına tepki göstererek, “Ayasofya’yı açtınız. Sokaklarda sloganlar atılmasına izin verdiniz, binlerce insanı orada topladınız, polisleriniz onlara yol verdi. O gün korona yok muydu acaba? Aradan birkaç gün geçti ‘Malazgirt Zaferi’ni kutluyoruz’ dediniz, binlerce insanı orada topladınız. Yine polisleriniz yol gösterdi orada korona yok muydu acaba? Plajlarınızı, AVM’lerinizi, para dönsün, ekonomik getiri olsun diye açık bıraktığınız her yer, 18 yaşından küçük işçileri çalıştırdığınız ticarethaneler, oralarda korona yok mu? Tüm bunlarda yok ama ne hikmetse korona 30 Ağustos’larda, 19 Mayıs’larda, 23 Nisan’larda aklınıza geliyor. Bu ülkenin kurucu değerlerine, bu ülkenin kurucu felsefesine ilişkin ne varsa, hangi milli gün, hangi kutlama varsa bugünleri halkımızdan kaçırmaya çalışıyorsunuz. İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasının daha mürekkebi kurumadan yaptığımız açıklamada ‘30 Ağustos’u halkımızdan kaçırmanıza izin vermeyeceğiz, esas niyetinizi, gerici zihniyetinizi biliyoruz ve alanda olacağız’ dedik ve olduk da. İzmir Barosu üyeleri bir kez daha alanı doldurarak demokrasiye ve hukuk devletine, Cumhuriyet’in kurucu değerlerine ne kadar bağlı olduğunu gösterdi” dedi.

“Bizi değerlerimizden uzaklaştırmaya, bizi yalnızlaştırmaya çalışıyorlar” diyen Av. Özkan Yücel, bu durumun kabullenilmesi ve teslim olunması durumunda kimsenin bir daha başını kaldırmaya fırsatı olmayacağını dile getirdi. Av. Özkan Yücel, “emin olun ki yaptığımız her şey bu karanlığı delmek, bu karanlık ortamı bir ölçüde rahatlatabilmek için” dedi.

İZMİRLİ AVUKATLAR İKTİDAR YALAKASI BİR BAROYA GEÇİT VERMEZ

Geçtiğimiz yıl yapılan adli yıl törenini anımsatan Av. Özkan Yücel şunları söyledi: “Hatırlıyor musunuz geçen yıl adli yıl açılışı sırasında Yargıtay bir davetiye göndermişti ve demişti ki, adli yılı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kutlayacağız. O gün onlara tokat gibi bir cevap verdik. Bugün olsa yine aynı cevabı vereceğimize emin olabilirsiniz. ‘Biz gitmiyoruz, siz de gitmeyin’ dedik. Çünkü bu demokrasiye, hukuk devletine aykırıdır. Yargı mensuplarının, yürütmenin mekanında işi yoktur. Eğer bir kutlama yapacaksanız biz kendi içimizde paydaşlarımızla beraber bu kutlamayı yapmaya hazırız. Hakimler, savcılar, adliye çalışanları, kim varsa onlarla beraber kutlarız. Ama bunun içinde yürütmenin bir payı olmaz, yürütmenin desteği, yürütmenin bir yönlendirmesi olmaz. Hakim ve savcılarla ilgili kurumları kendilerine bağladılar. Şimdi gözlerini avukatlara diktiler. Çoklu baro çalışması ile avukatları da ele geçirmeye, dizginlemeye çalışıyorlar. Hatırlayacaksınız muhtemelen, çünkü o mücadelenin ön saflarında yine İzmir Barosu vardı. Sonuna kadar hayır dedik. Parlamento’daki parmak çoğunluklarına dayanarak bir kanun çıkardılar. Anayasa Mahkemesi’nden döneceğine ilişkin kuvvetli bir umuda sahibim. Ama ne fark eder? Anayasa Mahkemesi’nden dönmese bile, bu kanun aynen geçse bile İzmir, Cumhuriyet değerlerine, demokrasiye, hukuk devletine, insan haklarına aykırı bir baronun, yürütmenin emir talimatıyla kurulmuş bir baronun varlığına asla izin vermez, İzmirli avukatlar hiçbir zaman iktidar yalakası bir baronun İzmir’de hayata geçirilmesine izin vermezler.”