Tutku Çetiner Ural

Tutku Çetiner Ural

KENDİNE DEĞER VERMEK

İçimizde hazineler var ama dönüp bakacak zamanımız yok.

Çağın hızıyla birlikte, cihazlar gibi insanlar da hızlandı. Artık akıllı cihazların hızı bize yetmiyor ve daha hızlılarına ihtiyaç duyuyoruz. Aynı anda bir çok şeyi yapabilen makineler gibi insanlardan da makineleşmelerini ve bir çok şeyi aynı anda yapma kabiliyeti edinmelerini istiyoruz. Kimse kimseyi bir dakika beklemeye tahammül edemiyor. Sabrımızı ve sükunetimizi kaybediyoruz. Makinalaştıkça ruhumuzu günbegün yitiriyoruz.

Niyetimiz ne? Bunca yolu neden yürüyoruz?
Beğenilmek için mi? Takdir edilmek için mi? Para kazanmak için mi? Hiç zannetmiyorum. 

Ne için geldiğini ve nereye gideceğini bilmeyen bir insandan, kendine değer vermesini beklemek, bir taş parçasından konuşmasını beklemek ve bir kaplumbağadan koşturmasını beklemek gibidir.

Bir taş parçası ya da bir kaplumbağa vazifesini ve değerini bilir. Bir insansa ne vazifesini biliyor, ne de değerini... 

İnsan kendine değer vermiyorsa, gösterdiği başarılar, aldığı takdirler onu hoşnut etmeye yetmez. İçeriden bir beğenme, takdir, değer görme yoksa, dışarıdan gelenlere kabul de yoktur. İyiliği kabul etmeyen insanlar var biliyor musunuz? Takdiri, sevgiyi, beğenilmeyi kabul etmiyorlar. Siz ona güzel olduğunu söylüyorsunuz ama o kendini güzel bulmuyor, siz onu seviyorsunuz ama o kendini sevmiyor, siz onu takdir ediyorsunuz ve o kendini takdir etmiyor. Bu durumdaki insanları, içeriden bir zırhla kendi benliklerinin üstüne set çekmiş ve kendine ulaşılmasını zorlaştırmış olarak niteleyebilirim. Kendisini öyle az takdir ediyor ve belki de hiç etmiyor ki, yaptığı her işte sadece kusurlarını görerek kendi benliğini aşağılıyor. Her gün ve her yeni günle benliğini sırtında bir yük gibi taşıyor. Aşağıladıkça ağırlaşan, değersiz gördükçe sevgisizleşen bir benliği taşımak gün geçtikçe zorlaşıyor. Bu kişiler kendilerini hiç sevmedikleri için gittikçe başkalarını da daha az sevdiklerini fark edemiyorlar.

Kalplerinin üstü kapladıkları zırhtan pas tutmuş ve nicedir ulaşılamadığı için arınmaktan yoksun kalarak unutulmuşlardır. Unuttukları için unutulmuşlardır. Kendisini unuttuğu için unutulduğunu, kendine değer vermediği için değer görmediğini fark edemezler. Fark edebildikleri hızla değişimi karşılayabilirler. İçlerinde değişim enerjisine açık olanlar fark eder etmez kendilerini ihmal ettiklerini bilir ve değerli hissetmek adına kendilerine değer vermeye başlayabilirler.

Nedir kendine değer vermek? Son zamanlarda söylenegeldiği gibi, aynanın karşısına geçip, sana değer veriyorum benliğim, iyi ki varsın, seni seviyorum  demekten ibaret olmasa gerek. Kendine değer vermek, önce kendine zulmetmemektir bence. Kendine değer vermek, kendine değer katan davranışlarda bulunmak ve bunun için değerli düşüncelerle bezenmektir. Kendine değer vermek, ben değerliyim diye haykırabilecek kadar Yaratan'ı sevmektir. Kendine değer vermek, varlığının anlamını keşfe çıkmaktır. Kendine değer vermek var olduğunu fark etmektir. Kendine değer vermek, kendine, içine, özüne zaman ayırmaktır. 

Kendine değer vermekten kendini men eden hiç kimseyi görmedim ki, hakikaten mutlu olsun. Nerede mutsuz birini görsem başkasının ona yaptıklarından kendini sorumlu tutmuş olduğunu ve kendi hayatının sorumluluğunu başkalarına yüklemiş olduğunu gördüm. Nerede değersiz hisseden birini görsem kendine inanmadığını gördüm. Nerede kendine inanmayan birini görsem kendini ve özünü tanımadığını gördüm. Nerede kendini tanımayan birini görsem onda kendimi gördüm. Ve nerede kendimi görsem orada kainatı gördüm.

İçimizde hazineler var ama dönüp bakacak zamanımız yok. Bugün içindeki hazineye dönüp bakmak için zaman ayıracak mısın? 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.