Zira Mucizeler Merkezi’nin “Özgün Yetenek Sistemi”, bu başarının tüm taraflar, yani öğretmenler, öğrenciler ve ebeveynleri için gerçek olmasına dair kapsamlı bir yol haritası sunuyor.

Yeni bir eğitim yılına başlarken, yetenek uzmanı ve Mucizeler Merkezi Kurucu Ortağı Meltem Karataş, geliştirdikleri “Özgün Yetenek Sistemi”nin (ÖYS) sağladığı faydalara işaret ediyor. Gençler ve iş hayatında faal olan yetişkinler için olduğu kadar, eğitim sisteminde geleceğine yön verme çabasındaki her yaşta çocuk için de bu sistemin önem taşıdığına dikkat çeken Meltem Karataş, alanında Türkiye’de bir ilk olan ÖYS’nin sadece ‘kişinin kendini tanıma rehberi’ olmadığının altını çiziyor.

Buna karşılık, dikkat ve motivasyon artışı, öğrenmeyi öğrenme ve verimli ders çalışabilme, zihinsel kapasiteyi geliştirme gibi avantajlar bu sistemde ön planda. Meltem Karataş, bu yapıda kişiye sağlanan ‘kendini tanıma’ yetkinliğinin önemini şu sözlerle anlatıyor: 

“ÖYS sistemi ile kişi kendi artı değerlerini ve geliştirmesi gereken başlıkları çok daha net ve bilfiil kendisi analiz edebiliyor. Böylece hangi yaşta olursa olsun, kişi kendiyle uyumlu akademik hedefler koyabilme ve tercihlerine uyumlu çalışma programını oluşturabilme gibi avantajları elde edebiliyor. Kişinin kendi tercihleri bağlamında oluşturduğu kendi yol haritası, doğal olarak derslere yönelik ilgi ve isteğin artışını, kişinin potansiyeli ve yetenekleriyle akademik yaşamda fark yaratabilmesini, özgüven ve özdisiplin gelişimini, her eğitim döneminde öğrencinin karşısında olan sınavlarda kendi yaşam yetkinlikleri ile, kendini tanımanın verdiği özgüvenle başarı elde etmesini, tüm bunların sonucunda da öğrenilmiş çaresizliğin üstesinden gelebilme gücünü beraberinde getiriyor.”
 

Ebeveynlere düşen görevler var
 

Meltem Karataş’a göre, çocuğu okula başlayan ailelerin önceliği şunlar olmalı; Eğitimciler ve anne-babalar etkili olmak istiyorlarsa bahçıvanları örnek almalılar. İşinin ehli olan bahçıvanlar her çiçeğin, her bitkinin, gelişebilmek için farklı su, farklı sıcaklık, ışık ve bakıma ihtiyacı olduğunu bilirler. "Bugünün hakkı budur" deyip bütün çiçeklere aynı suyu vermezler. Onları birbiriyle kıyaslamaz.

Elindeki elmayı, zorla armut çıkması için zorlamazlar. Olduğu gibi kabul eder ve ihtiyacı olan bakımı yaparlar. Çocukları akranlarıyla, sınıf arkadaşlarıyla ya da ailenin diğer üyeleriyle kıyaslamak, çocuğun özgün kimliğini ve kendi gelişim ritmini sekteye uğratan ve ruhunu zehirleyen bir durum. Anne babalar, çocuğu kıyaslamadan, onların özgün yeteneklerine, potansiyellerine saygı duyarak ve keşfetmelerine olanak tanıyarak eğitim hayatına başlamalarına özen göstermeliler. Çünkü çocuğu tanımadan yapılan bir eğitim, teşhis koyulmadan yapılan ameliyata benzer.  Oysa ki, eğitimi ve kariyeri yeteneklerinin üzerine inşa edilen çocuklar, yaşam boyu mutlu ve başarılı olurlar.