Önceki gün CHP Çanakkale’de ‘Adalet Kurultayı’ düzenledi.

Aynı saatlerde AK Parti ise, Muş’un Malazgirt llçesi’nde ‘Malazgirt Zaferi Kutlamaları’ düzenledi.

Anadolu topraklarında biri batıdan, diğeri doğudan esen iki farklı siyaset rüzgarı vardı.

Doğudan esen siyaset rüzgarının hesabı 946 yıl öncesine,  Alparslan’ın kazandığı ve Türklere Anadolu’nun yurt olmasının kapısını açan ‘Malazgirt Savaşı’na dayanıyordu.

Batıdaki siyaset rüzgarının hesabı ise, tavanda ‘Adalet Rüzgarı’, tabanda ‘Seçim Rüzgarı’ gibi geldi bana.

CHP’nin ‘Adalet Kurultayı’ndan önce tüzük kurultayı ve seçimli kurultay yapması gerektiği bütün siyaset bilimcilerinin ortak görüşü.

Ülkede yaşananlardan dolayı illa bir ‘Adalet Kurutlay’ı yapılacaksa onu da; OHAL süreci içinde en çok sözde mağduriyeti yaşayan terör örgütleri FETO, PKK, DHKP-C ve DEAŞ yapsın.

CHP’de tüm hesaplar uzun zamana göre değil, yakın zamana göra yapılıyor. Bütün spekülatif söylemler,  2019 seçimlerine göre değil, daha yakın zamanda CHP içinde yaşanması muhtemel bir siyasi değişime yönelik olarak yapılıyor.

CHP’nin ağır toplarının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu mitinglerde, seminerlerde, yürüyüşlerde ve açıklamalarda yalnız başına bırakma sebebinin altında da bu değişim beklentisi yatıyor gibi.

Çanakkale’de örgüt içindeki tartışmaların ve hatta kavgaların çıkışınında temel sebebi, bu değişim beklentesinin yansıması olabilir mi ?

Kaç seçim kaybeden Kılıçdaroğlu’nu, el altından söylentisi yayılan ‘Casusluk davası’yla ilgili olarak şüphe altında kalması bile CHP içinde yeterince rahatsızlık yaratmış olabilir mi?

Elinden Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa  Kemal Atatürk’ü ve Türk Bayrağı’nı düşürmeyen CHP tabanın, bazı açıklama ve yürüyüşlerde CHP’nin terör örgütünün siyası uzantası HDP ile aynı kulvarda yer alması kırgınlık yaratmış olabilir mi ?

Gazeteci dostum bana CHP’nin ‘Adalet Kurultay’  hakkında ne düşünüyorsun dediğinde aklıma bu sorular geldi.

Ama en zor soruyu ise ben ona sordum : ‘Kılıçdaroğlu gidici mi ? ‘

Cevap : ‘ O Düşer Zaten ! “