Avukat Yusuf Akın
Nadanlar furyası...
Ruhu çürükler semiz bedenleriyle caka satıyor.
Kırk kitaplık iddialar, o karşısında salağa yatıyor.
Erdemler terazisi bozuk dara almadan laf ebesi.
Her halı altında bin vukuat, yaptıklarının gebesi.
Ateşböceği görünümlü kongo sicil kayıtlı kene.
Gidenin arkasında çemkirir selam durur gelene.
Üç kuruşluk itibarına kaf dağında dev der durur.
Adamlık ne gezer kahpede seni arkandan vurur.
Devir, bu dünyada puştlara açılmış düz otoban.
Onlar altın tozu yesin, sen ekmeğini suya ban.
Uçurum olmuş, sınıflar arası insani geçirgenlik.
Nefsine mefisto şerik almış, ele geçmiş benlik.
Koy meydana haspayı, gündüz gece nutuk atar.
Dört hakikat söz içine kırk kuyruklu yalan katar.
Bin yalanı ifşa olsa uslanmaz, ar damarı çatlak.
Hangi kalbe söz biriksin, kalbi doğuştan patlak.
Gerçek çekilirse köşeye, meydan nobrana kalır.
Uyursa insanlık nadanlardan kalan üçte biri alır.
Ne paraymış be lidya'dan bu yana yalan furyası.
Egemenler parsayı götürür, fakire kalır acı yası.
Korku, büyük bir insanlığın ateşten bitli yorganı.
Yitik değerler felç olmuş hem sağ hem sol yanı.
Nobran ve nadanlar asla insafa gelmez biline.
Bilgelik kutsaldır, kalbinde ne varsa gelir diline.





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.