Sağlık Bakanı Doktor Fahrettin Koca, dün ilk defa Korona Virüsünün Türkiye’deki şehir şehir vaka dağılımını verdi.

İstanbul dedi, İzmir dedi, Ankara dedi, sonra devam etti.

Peki, duyduğumuz bu sıralamayı şaşırdık mı?

Tabi ki, hayır!

Çünkü bu sonucu bize gösteren Atalarımızın sözleri var, ‘Nerede çokluk, burada bolluk’ sözleri var.

Türkiye’nin kalabalık şehirlerinde, virüsünde vakaların da kalabalık şekilde görülmesini biraz da olsa bekler gibiydik.

Büyük şehirlerimizde sosyal mesafeyi korumak, istesek de, çalışsak da mümkün değil.

Milyonlarca insanın arasında giderken, gelirken,  gezinirken ister istemez bu virüsü kapabiliyorsunuz.

Üstelik büyükşehirlerde hayatını kazanmak için yapmak zorunda olduğunuz bir de işiniz olmak zorunda.

Bugün gelemiyorum,  yarın belki gelirim diyemeyeceğiniz bir işiniz.

Üstelik büyükşehirlerde hayatınızı devam ettirmek için yaşadığınız sıkışık bir mahalle hayatı var. İstemeseniz de, gelme diyemeyeceğiniz komşunuz,  görmeseniz de selam vermeyip, elini tutamadığınız insanlar var.

Yani büyükşehirlerde sosyal mesafe yok denecek kadar az.

Büyükşehirlerde sosyal mesafeyi koyarsanız, izole olursunuz. Mümkün olduğu kadar kendinizi o şehrin insanı olarak görmek,  kabul ettirmek için ilişkileriniz sıcak tutmanız gerekiyor. 
Bu da sözle değil, hareketle oluyor.

Gelmekle,  gitmekle, görmekle,  tokalaşmakla,  sarılmakla, birlikte yemek yemek,  çay içmek, sohbet etmek gibi şeyler yapmakla oluyor.

Sonuçta, Korona Virüsünde büyük rakamlar böylece doğal olarak ortaya çıkıyor.

Bakan Koca diyor ya, ‘Tek çare kişisel izolasyon’ işte bunun en çok büyükşehirlerde yapılması gerekiyor.

Nerede çokluk…