NEYİ SEVİYORSAK, ONU ÖDÜYORUZ...

NEYİ SEVİYORSAK, ONU ÖDÜYORUZ...

Ali Eyce yazdı...

Ticaretten iki kere iki dört eder kadar anlarım.

Ekonomiyle ilgili olarak ise geleceğe dair hiçbir öngörüsü olmayan, günlük yaşayan, haftalık tüketen, aylık ödeyen insanlar gurubundayım.

Ancak bir tek şeyi çok iyi bilirim, neyi seviyor, sevdiğinizi gösteriyorsanız bunun bedelini çok ama çok ağır ödüyoruz.

Belki de ekonominin altın kuralı bu.

Önce sevdir, sonra öldür!

Geçmiş dönemleri hatırlarım, mahalle aralarında, bacası tüten arabaların içinde kokoreç satılırdı. Hatta halk sağlığını tehdit eden bir ürün olduğu içinde mesai saatleri bittiğinde,
kontroller olmadığında seyyar kokoreççiler, her sokağın başını seyyar mekan yaparlardır kendilerine.

Yer miydik, yerdik. Sever miydik, severdik.

Ekmeği çok kızarmış, baharatı bol olmuş, fiyatı ise kuru fasulye ve pilavdan daha ucuz olduğu için de rağbet görürdü.

Yani bir şeyi alacak kadar paran yoksa en son kokoreç yaptırır onu yerdin, karın doysun diye.

Sonraları kokoreç çok iş yapar oldu, çok yiyenleri oldu, çok sevenleri oldu.

Önce o seyyarlar kalktı, sonra onların yerine mekânlar açıldı, geçen sordum yarım ekmek 30 TL oldu.

Ne yiyorsun, kokoreç.

Ne kadar ödüyorsun 30 TL.

Sevmenin bedeli: Yarım kilo kıyma fiyatına denk, yazık!

Geçmiş zamanlarda bilen bilir, maçlara seyirce çekmek için takımlar bugün yapmadıkları kadar çağrı yaparlardı.

Taraftarsız olmaz, taraf gücü olmadan olmaz, takım aşkı, takım sevgisi, oyun sevgisi değil, taraf olmanın gücü diyerek.

Maçlara gider olduk, takip eder olduk, çocuklarımızı kendimiz gibi taraftar gibi yetiştirir olduk.

Sonra ne oldu, o maça gel mutlaka, bizi seyret mutlaka, tribünde yerini al mutlaka denilen yerler, çok ama çok paralı oldu.

Maçına göre, adamına göre, yerine göre paralı oldu.

Yandan bakacaksan daha az para, önden bakacaksan çok para, televizyondan bakacaksan bile para.

Daha çok örnekleri de var ama yazmaya gerek yok.

Bu hayatta neyi seviyorsak, neyi sevmemiz bağlıyorsa, bir zaman sonra onu sevmenin bedelini ödüyoruz!

Bir şirketin araştırma ve geliştirme merkezinde toplantı yapan şirket yöneticisi, kısa adı olan AR-GE çalışanlarına şunu söylemiş.

‘İnsanların tembelliğine ve sevgisine yönelik her türlü araştırmanızın sonucu para kazandırır’

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.