İşte o röportaj;

Merhaba değerli Medya Ege okuyucularım! Bugün Sanatçı Nurtaç Sayarer ile birlikte müzik ve müziğe dair birçok şeyi konuştuk. Bol köpüklü keyif kahveniz ile köşenizde yerinizi aldıysanız, sizleri bu röportajın detaylarına davet ediyorum. 

 Nurtaç Hanım bize kendinizden bahseder misiniz? 

1988 İzmir doğumluyum. Aslen giritliyim. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Çocuk gelişimi mezunuyum. 17 yaşından itibaren profesyonel olarak 12 dilde solistlik yapmaya başladım, hala da severek yapmaktayım.

Şarkılar, oyunculuk, astroloji – bunları bir arada yaşamak ve icraatini üstlenmek nasıl bir duygu?

Hepsi ayrı ayrı güzel ve ayrı ayrı emek isteyen zor dallar, öncelikle oyunculuk amatörce ilerlettiğim bir sanattır. Üzerine çok zaman ayırmadığım için profesyonelliğe dökemedim. Şarkılar; hayatımın her alanında tüm hücrelerimde mevcut, müziksiz bir Nurtaç düşünemiyorum, müzik vazgeçilmezim. Astroloji, daha yeni tanıştığım ama hızlı ilerlediğim bir dal. O kadar sevdim ki müziğin önüne geçebilir diye kaygılarım var. İnsanları incelemek, kendimi astroloji sayesinde çözmek hem gizemli hem hoşuma gidiyor. Bilgi dağıtmayı severim, bu sayede birçok insana bilgi vermiş oluyorum, sevgi alışverişim çoğalıyor. Hepsini bir arada götürmek zor, hepsine çok emek lazım ama müzikte şimdilik yeterince tecrübeli olduğum için astrolojiye harcadığım emek çokca... Astrolojiyle uğraşılacaksa çok emek ve çok zaman gerekiyor matematiksel zekada.

Oyuncu olarak neler yapıyorsunuz, hangi projelerde yer aldınız?

Oyuncu olarak 1-2 dizide yer aldım ve Sosyal Sorumluluk projesinde ilk İzmir Marşını seslendirerek ve oyuncusu olarak insanlığa yararı olan projelerde çalışmalar yaptım. 2011 yılında İzmir ve Kadın programının sunuculuğunu yaptım, bunun harici ekran önü bir projem olmadı.

Astroloji merakı nereden geliyor? 

Çocukluğumdan beri biraz psişik biraz mistik biri oldum. O dönemlerden beri astroloji hep ilgimi çekti. Annemin de bu alana önem veriyor olması beni o yöne itti. 2020 yılında pandemi sebebiyle yeni bir iş yeni bir meşgale arayışı içerisine girdiğimde beni mutlu eden birşey yapmalıyım dedim. Ben bilgiye hep aç ve araştırmayı seven biriyim, astroloji bu yönden beni her gün yeni bir bilgiyle doyuruyor, çünkü astrolojide bilginin sonu yok dipsiz bir kuyu gibi, aynı müzik gibi. Astrolojiye de aşkla bağlandım.

Sanatta başarı takdirle değil, taklitle olur, derler. Bu fikire katılıyor musunuz?

Bu fikre asla katılmıyorum. Hoş taklitle biryerlere gelen çok kişi var ama süreçleri az, çünkü gündemde kalma olayı asıl kişilerin yokluğunu doldurmak... Hani derler ya taklitler aslını yaşatır, işte tamda öyle. Her kariyer gibi müzikte de yer edinmek emek, çaba ve tabi ki yetenek ister. Bu konuyla ilgili bir anı geldi aklıma; yeni yeni sahnelere çıkarken ben bir band orkestrada yer alıyordum. Yanımdakiler deneyimli ve hep yer kaygısı olan, yaşça da benden büyük solistlerdi. Her sahnede beni ezme çabaları... Birgün biri dedi ki senden de solist olacak, işte üç şarkı biliyorsun, onu da okuyamıyosun. O dönem yabancı şarkı ağırlıklı çalışıyoruz. Okadar ağladım, o kadar ağladım ki. Dedim bende onun gibi olurum, çok çalıştım çok, ama öyle böyle değil, iki hafta odadan çıkmadan yabancı şarkı çalıştım. 35 tane yabancı şarkının hepsine çalıştım ve başardım, şefim tebrik etmişti. Daha sonra orkestranın baş solisti ben oldum ve yeni gelen hiçbir solisti asla ezdirmedim. Herkim ne iş yapıyorsa pes etmemeli, o başarma azmi herkesin içinde var, insan yeter ki istesin. 

Sizin mesleğinizde duygu aktarımı çok önemlidir. Bu enerjiyi dinleyiciye verdiyinizi düşünüyor musunuz?

Kesinlikle katılıyorum, duygusuz sanat var olmaz. Hissederek söylüyorum, dinleyicilerim severek dinlediklerini söylüyorlar. Tabi ki bu onların takdiri, sen eğlenirsen eğleniyorlar, sen hissederek söylüyorsan aynı yaraları paylaşıyorsunuz. Bu da halk ve sanatçıyla bütünlük sağlıyor. 

Şarkılar herkesin kendi hikayesidir diye bir söylem var. Sizin şarkılarınızın hikayesi nereden geliyor? 

Şarkılar tabi ki aşktan geliyor, herşey aşktan gelir. Ama arada hayali kurgular üzerine de şarkı yazmışlığım var. Belli bir dönem çok yazdım, ama şu sıralar pek ilham perilerim ortalıkta yok. 

Pandemi dönemini verimli şekilde mi geçirdiniz? 

Pandemi dönemi herkesi gerçekten çok etkiledi, belki de en çok bizler madur olduk. Maddi ve manevi olarak etkilendik. Bizler hayatı aktif yaşayan insanlarız, üstelik çoğumuz müziksiz kaldık. Evde yapıp eğlenebilecek kadar ruhumuz çok aç kaldı. Bu da büyük ruhsal bunalımlar getirdi, hergün bir arkadaşımızın ölüm haberini almak içler acısı. 

Maddi olarak herkes berbat bir durumda şu an. İyi bir aileye sahip olmasam halim ne olurdu diye düşünmeden geçirdiğim bir günüm bile yok. Pandemi adına çok şey söyleyebiliriz. Arkadaşlarımıza kendi aramızda bişeyler toplayıp yada yardım kuruluşları vesilesiyle birşeyler yapmaya çalışıyoruz. 

Geleceğe dair plan ve projelerinizi sizi sevenlere aktarmak ister misiniz?

En büyük hedefim bir dünya starıyla sahne almaktı. 2018 yılında Della Miles’ın baş backvocal’i olarak bu hayalimi gerçekleştirdim. Onun dışında albüm düşüncelerim vardı, ancak pandemi ve ticari kaygıyla  bunu erteliyorum. Şu an geleceğe dair en büyük hayalim başarılı bir astrolog olmaktır. Umarım birgün bu hayalim de gerçek olur. İmkansıza inanmam, insan isterse herşeyi gerçekleştirir, yeter ki istesin. 

Bu güzel sohbet için size ve Medya Ege ailesine teşekkür ediyorum.