Akşamları bazen bazı dizileri seyrederim ama diziyi veya konusunu veya içindeki oyuncuların karakteri nasıl oynadığına pek takılmam.

Ben daha çok içinde geçen kelimeleri, cümleleri takip ederim.

Gazeteciliğin verdiği bir meslek alışkanlığı olsa gerek.

Yazmaktan, yazılanlara, söylenenlere dikkat etmek.

ATV’deki Eşkıya Hükümdar Olmaz dizinin son dakikasına kadar hem izledim, hem izlemedim desem yeridir.

Dizi oynarken televizyon ekranının bana baktığı kesin ama ben ona, dikkatimi çeken bir kelime, cümle olduğunda bakıyordum.

Film reklamlar falan filan derken yaklaşık 2,5 saat sürdü. 

2,5 saat sonuna kadar bir teki kelime veya cümle dikkatimi çekmedi.

Ta ki, son bir dakika da final sahnesine kadar.

Final sahnesinde, karakter oyuncusu, kendisine oyun oynayan, yalan söyleyen kızı yakalıyor ve öldürülmekten korkan kızın ağlamaklı yüzüne bakarak o cümleyi söylüyor.

‘Yalandan korkmuyorsun ama ölümden korkuyorsun’

Sosyal hayatın içinde ders alınması gereken bir cümle.

Etrafınıza bakın, birçok acı olayın temelinde hep yalan vardır.

Sonunda bir şeyleri kazanma uğruna söylenen yalanlar.

Sonunda bir şeyleri yok etmek uğruna söylenen yalanlar.

Hayatın hangi köşesinde,  ne iş  yapıyorsanız yapın, nasıl  yaşıyorsanız yaşayın, insanlara,  size faydası olmayacağını bilseniz dahi doğruyu söyleyin. Size yararı olacağını bilseniz dahi yalan söylemeyin.

Bir şeyler kazandığınızı, yok ettiğinizi düşünürsünüz ama en büyük yalanı kendinize söylemiş olursunuz.

Yalanların içinde boğulurken, bir tane doğru bulmak için uğraşırsınız. 

Bulamazsınız.

Yalanla doğruyu ayırt edemez durumu gelir,  psikoloji konusunda uzmandan destek almak zorunda kalırsınız.

Doğru olabilmek sağlıklı insanın işidir!