Geçtiğimiz yıl 11 Nisan'da Mersin'in Tarsus ilçesinde üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ı vahşi bir biçimde katleden minibüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken'in cezaevinde öldürülmesinin ardından cenazesi bir türlü gömülememişti. Hiçbir belediyenin cenaze aracı vermediği Ahmet Suphi Altındöken'in cenazesi, dün gece ailenin avukatı tarafından teslim alınarak, ailesi tarafından sessiz sedasız bilinmeyen bir yere gömüldü.

Ailenin avukatlığını yapan İbrahim Kaplan tarafından dün gece Ahmet Suphi Altındöken'in cenazesi teslim alındı. İddialara göre, ailenin avukatı İbrahim Kaplan'ın gerekli belgeleri imzalamasının ardından morg kapısından çıkarılacak tabutun üzerine, katil Ahmet Suphi Altındöken'in tabutu olduğunun anlaşılmasını engellemek amacıyla kadın eşarbı örtüldü. Morg kapısından bir kadının cenazesi gibi çıkarılan tabut, hiçbir belediyenin araç vermemesi nedeniyle özel bir kamyonete yüklenerek gömüleceği yere doğru harekete geçti.

Defin sorunu aşıldı, gazeteciler polis sayesinde engellendi

Morg etrafında katil Ahmet Suphi Altındöken'in cenazesini haberleştirmek için bekleyen gazetecilere, tabut hakkında Suriyeli bir kadının cenazesi denildi. Gazetecilere verilen bu yanlış bilgiyle cenaze yüklü kamyonetin takip edilmesi engellenilmeye çalışılsa da durumu fark eden basın mensupları cenaze yüklü kamyoneti takip etti.

Tarsus-Adana Gaziantep otoyolunda denetim yapan polisler, otoyolda seyreden kamyonetin geçmesine izin vererek takip eden mensupları denetim yapma amaçlı durdurdu. Mersin'e doğru devam eden aracın, Mersin'de yeri bilinmeyen bir mezarlığa gittiği ve Ahmet Suphi Altındöken'in belirlenemeyen bir yere gömüldüğü tahmin ediliyor.

Özgecan'ın yakılmasına yardım eden baba nekrofobi hastasıymış

Katil Ahmet Suphi Altındöker'in öldürüldüğü saldırıda oğluna açılan ateşe kendini siper ederken yaralanan baba Necmettin Altındöken daha önce yaptığı açıklamada oğlunun cenazesine katılmak istediğini söylemişti. Özgecan'ın yakılması konusunda yardım ettiği gerekçesiyle tutuklanan babanın oğlunun cenazesine nekrofobi hastası(ölümü çağırıştıran bir olay, nesne veya ceset görünce aşırı korkuya kapılmak) olduğu gerekçesiyle katılamadığı ifade edildi. Ayrıca Necmettin Altındöken'in Özgecan'ın öldürülmesinden önce vefat eden annesinin cenazesine de aynı sebepten katılamadığı öne sürüldü.