Sözlerime başlamadan önce geçtiğimiz hafta yaşanan olaydan ve daha önceki olaylardan dolayı şehitlik mertebesine uluşan tüm askerlerimize rahmet, gazilerimize şifa, ateşin düştüğü ocaklara sabır diliyorum.

Bu satırları yazarken başka konula girmek kolay olmuyor.

Hele ki bugünlerde.

İnsanların ne söyleyeceğini bilmediği, söylediğiyle acısının iki katlandığı bir dönemde.

Allah’tan ordumuz iki gündür yaptığı başarılı operasyonlarla, ne şehitlerimizi kanını yerde bıraktı, ne bizim gözümüzü arkada.

Var olsun, sağ olsunlar.

Şimdi esas konuya girelim.  Bu hassas dönemde maalesef şehitlik gündemini kullanmaya çalışan sahtekâr, üç kağıtçı ve dolandırıcı insanların varlığına şahit olmaya başladık.

Şehitlerin o kutsallığının bizdeki manevi değerini kullanmak isteyen insanların, kimisi tanıtım,  kimisi yardım, kimisi anma diyerek para toplamak için bugünlerde sokaklar çıkmışlar.

Kapınızı çalabilirler ve sizin bu manevi değerinize dokunarak kendi kirli hedefleri olan paranızı almaya çalışabilirler.

Vatandaşlar olarak öncelikle şunu bilmeliyiz,  Türkiye Cumhuriyeti Kanunlara göre,  para toplamak,  yardım istemek, bağış almak kanunların belirttiği kurumlar tarafından, o kurumda çalıştığını gösteren belgesi olanlar tarafından yapılabilir.

Yani kapınızı her çalanı, ben şuradan geliyorum, buradan geliyorum diyeni ciddiye almayın.

Hatta kapınızı dahi açmayın.

Çünkü resmi olarak bu yetkili alan hiçbir kurum,  kuruluş veya STK, kapı kapı dolaşarak yardım, bağış toplamaz.

Esasen yardım ve bağış toplamanın da bir ahlakı çerçevesi vardır.

Kapıya dayanarak yardım ve bağış istenmez.

İsteyen kesin dolandırıcıdır, sahtekârdır, ZENCİDİR! 

Siz ‘Hayır’ deyin.

Hatta polise ihbar edin.

Varsın bir yüzünüz kara olsun.