KONTROL EDİLMESİ ŞART BİR O KADAR DA ZOR ; “ÖFKE”

Serap AKYOL AKSÜYEK

 

Öfkeli Toplumun İmdat Çığlıkları...

Toplum olarak geldiğimiz son noktaya bakarsak, her yanımızın öfkenin zincirleri ile kuşatılmış olduğunu, bugün için ülkemizde en baskın ve ortak duygunun “öfke” olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Her ne kadar içinde harekete geçiren ve motive eden unsurlar barındırıyor olsa da öfke, toplumsal düzlemde bakıldığında bugün için ülkemizde saldırganlık duygusunu körükleyen ana etmen oldu.

Ülkemiz gündemi, ‘öfke’ yi besleyecek birçok gelişmeyi içinde barındırırken, kullanılan iletişim dilinin, bu duygunun esiri olduğunu yaşayarak görüyoruz. Her gün, haber bültenlerinde, siyasetçilerin yüksek sesli ve saldırgan konuşmalarını izliyor, gazetelerin 3. sayfalarında şiddet, cinayet vb. haberler okuyor, günlük yaşantımızda da öfkenin saldırganlaştırdığı bireyler ile sıkça karşılaşıyoruz.

Şüphesiz bu anlamda toplumsal olarak bir dönüşüme ihtiyacımız var. Kullanılan iletişim dilimiz son derece yanlış. Bu dil, giderek yayılmakta ve karşılıklı olarak kişilerin tahammül sınırları ihlal edilmekte. Öfke, neredeyse toplum olarak ortak dilimiz olmak üzere…

Toplumda baskın olan duygunun, bireyleri orta ve uzun vadede etkisi altına alacağı gerçeğinden hareketle, biraz daha özele inip, konuyu iş yerinde öfke kontrolüne getirecek olursak; özellikle kariyer hedefi olan kişilerden, bu duyguyu yapıcı hale getirme konusunda profesyonelce davranış beklendiğinin altı çizilmeli…

Öfkenin sağlığa zararları

Öfkenin sözlük anlamı; ‘İstediğini alamama, haksız davranışlara maruz kaldığını düşünme, arkadaş kaybı, kaçırılmış fırsatlar, kavgalar, engellenme, anlaşılmama, saygısızlık vb. durumların bireyde yarattığı tepki’dir. Dış kaynaklı olabileceği gibi, içsel birçok faktörden de kaynaklanabilen öfke, ilk anda kişide birçok fizyolojik değişikliğe sebep olur.  

Uzmanlar, öfke anında kanın beyne akmasının beyin damarlarındaki basıncı arttırdığını, bu durumda kandaki zehir oranının en üst seviyeye ulaştığını, kandaki oksijen oranının ise düşerek beyin hücrelerinin yaşlanmasına yol açtığını ifade ediyor. Öfkelenme iç salgı sistemini de altüst ederken, tiroit bezinin salgıladığı hormon miktarı artıyor, bu da tiroit bezinin aşırı çalışmasına neden oluyor.

Vücudunu iyi dinlemeyi bilen kişi, fiziksel bazı işaretlerden; öfkeli olduğunu ve öfkenin derecesini tahmin edebiliyor. Öfke anında kişide, stres ve gerginlik başlarken, kalp atışı hızlanıyor, tansiyon yükseliyor, adrenalin salgısı ve kan basıncı artıyor, nefes alıp verme sıklaşıyor.  Bastırılan ve ifade edilmeyen öfke ise kaygı ve depresyona neden oluyor.

Öfke kontrolü şart

Kontrol edilemeyen öfke,  birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. İş yaşamı öfkeye sebep olacak birçok olumsuz faktörü içinde barındırmaktadır. Bunların yanı sıra, kişi özel yaşamından kaynaklanan bazı kısıtlardan dolayı sahip olduğu öfkeyi iş yerine taşıyabilmektedir. Kaynağı ne olursa olsun, öfke kontrolüne sahip olmayan kişiler, gerek diğer firma çalışanlarını, gerek firma müşterilerini olumsuz yönde etkilemekte ve kendilerine ilişkin olumsuz bir algıya sebep olmaktadırlar. Bu da, kişinin saygınlığının azalması sonucunu doğurmakta, hepsinden önemlisi “Öfkeli” sıfatı bir kez alındığında, kolay kolay bu imajdan kurtulmak mümkün olmamaktadır. Dolayısıyla, iyi ve sürekli kariyer hedefi olan kişilerin, öfke kontrolü konusunda profesyonel destek almaları en doğru yöntem olacaktır.

Psikologlara göre öfkelendiğimizde; Biliş (o andaki düşüncelerimiz), Duygu (öfkenin yol açtığı fiziksel uyarılmalar), İletişim (öfkeyi yansıtma biçimimiz), Etkileniş (öfke anında hayatı algılayış biçimimiz), Davranış (öfkeliyken sergilediğimiz davranışlar) birbiriyle ilişkili ve eş zamanlı olarak aktif olmaktadır.

Öfke nasıl kontrol edilir

Öfke kontrolünde,  her şeyden önce öfkenin bir duygu olduğunun farkında olmalı ve bu duyguyu bastırmak yerine, doğru yöntemlerle dönüştürme yoluna gitmeliyiz. Öfkenin, motive edici ve harekete geçirici yönünü ortaya çıkarmamız gerekli. Öfke gibi güçlü bir duygunun yıkım gücünü, bir kez bile yaratım gücüne dönüştürmeyi başarabilirsek, edinilmiş bu tecrübe, öfke anında büyük tuzaklara düşmekten bizi koruyacaktır.

Öfke kontrolünü öğreten birçok yöntem mevcuttur. Bununla birlikte, bu yöntemler kişiden kişiye değişmekte, kişilerin kendi kişilik ve yaşam tarzlarına uygun yöntemlerin seçilmesi önem taşımaktadır.

İş yerinde öfke kontrolü için  

Farkında olun; Öfkenin, yukarıda saydığımız belirtilerini kendinizde arayın, gerçekten öfkeli misiniz, öncelikle bunun farkında olun. Farkında olduğunuz bir duygu ile baş etmek çok daha kolaydır.

Özel hayatı işe taşımayın; Her şeyden önce iş dışında, özel yaşamınızdan kaynaklanan sorunların iş yerinde öfke patlamaları yaşatmasına izin vermeyin. Bu sorunları ilgili yerde, ilgili kişilerle görüşme ve çözüme bağlama yoluna gidin.

Doğru iletişim kurun; Bazen insanları sadece dinlemek bile olası bir öfkeyi önlemek için yeterlidir. Öfkelendiğinizi hissettiğiniz herhangi bir platformda, kimsenin sözünü kesmeden dinlemeyi deneyin. Konuşmalar bittiğinde belki de konu, sizin öfkeleneceğiniz noktaya hiç gelmeyecek. Etkin bir dinlemeyi destekleyecek etkin bir konuşma dili geliştirin. Öfkenizi, sesinizi yükselterek dışa vurmayın, bunun yerine bekleyin. Diğerlerinin söylediklerinin tamamını dinleyip en son cevap verin.

Hemen tepki vermeyin; Gerçekten öfkelendiğiniz bir durumda tepki vermeden önce, derin bir nefes alın ve içinizden 10’ a kadar sayın. Olayın ortaya çıkma sebeplerini, olay anını hızlıca gözden geçirin. Öfke ile vereceğiniz tepkinin sizi asla rahatlatmayacağını, tam tersine daha kötü hissetmenize yol açacağını aklınızdan çıkarmayın.

Bakış açınızı değiştirin; Sizde bu olumsuz duyguyu yaratan olaya bakış açınızı değiştirin, düşünme şeklinizde olumsuz kodlamaları mümkün olduğunca ayıklayın, olayın olumlu taraflarını görmeye, yoksa da ortaya çıkarmaya çalışın.

Abartmayın; Öfke anında sıkça sarf edilen ya da akıldan geçen; eyvah her şey mahvoldu, berbat, kahretsin, kelimelerini kullanmak yerine, “her şeye rağmen bu dünyanın sonu değil” tarzında bir yaklaşım geliştirin. Ve gerçekten neler yapılması gerektiği üzerine yoğunlaşın.

Diretmeyin; Her sorunun çözümü olmayabilir, bu noktada sorunu çözme konusunda diretmek yerine, sorunla başa çıkma yöntemleri üzerine yoğunlaşın.

Kendinizi rahatlatın; Öfkenin bastırılması da birçok soruna sebep olacağından, öfkeye sebep olan konu hakkında, tartışmanın kavgaya dönüşmeyeceği bir anda, ilgili kişilerle tekrar görüşün, duygu ve düşüncelerinizi sakin bir şekilde ifade ederek kendinizi rahatlatın.

Ders alın; Benzer durumlarda aynı öfkeli ruh durumuna düşmemek için, yaşanan olaydan gerekli dersi alarak tecrübe edinin.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.