Sırayla Göz-Göz!

Tribünlerde en çok duyduğum ve sevdiğim söz.

Bu sözden sonra taraftarlar başlıyor, Göztepeli futbolculara daha çok hırs, daha çok güç, daha çok ses vermeye.

Sonuçta taraftar olarak, 12. adam olarak üzerlerine düşen görevin bilincindeler ve en güzel şekilde de yapıyorlar.

Medipol Başakşehir maçına gittim.

Hava soğuk mu soğuk,  yağışlı mı yağışlı. 

Futbolcular sahada koşarak, terleyerek ıslanıyor,  taraftarlar ise trübünlerde bağırarak, zıplayarak ısınıyor.

Güzel oyun, farklı sonuç.

Tıpkı bu hafta Antalyaspor deplasmanında olduğu gibi.

Göztepe'nin tek eksiği ve sorunu santraforunun olmaması.  Beşiktaş gibi, Galatasaray gibi, Fenerbahçe gibi. 

Jahoviç varken, Demba Ba varken Göztepe aynı Göztepe, oyuncular hemen hemen aynı oyuncular ama farklı farklı golleri görüyorduk.
Şimdi ise o farklı goller yok.

Ben bir takımın başında olsam, Göztepe ile içerde ya da dışarda maç yapıyor olsam, yapacağım şey çok basit.  Yasin ile Halil Akbunar'ı tutarım, oyunu orta sahaya koyarım, bu ikilinin koşacakları yolu da keserim, başka kimse koşamaz, koşsada bir şey yapamaz, yapsa da gol olmaz.

İşte Göztepe'nin en büyük sorunu,  rakip takımların bildiği iki koşan adam oyunu dışında oyununun olamaması.

Her takım, maç çıkmadan önce karşılaşacağı rakip takımın yendiği ve yenildiği maçların videosunu izler. 

Nasıl yendiğini öğrenir, nasıl yenildiğini de.

Elinizde yendiğinizde farklı şekilde oyun kurarak yenebilecek kadronuz yoksa, yenildiğinizde aynı şekilde yenilmemek için oyun kuracak kadronuz yoksa, haliniz belli, sonunuz da.

Gittiğiniz yerde de, geldiğiniz yerde de o güzel lafınız size atılır, satılır .

Sırayla Göz Göz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.