Sevgili canlar bildiğiniz gibi memleketimizde bir müddettir yüzümüz gülmez oldu.

Bir yandan deprem belası bir yandan virüsler bunlar yetmez gibi halkımızı gerdikçe geren seçimler.
Velhasıl sözün özü tüm bu sıkıntılarla uğraşırken bir de baktık ki mübarek Ramazan ayına girmiş bulunduk.

Tevekküle gönülden inanmışlar olarak başımıza gelen her şeyin Allah katında bir değeri olduğu inancıyla sessizce bu karanlık günlerin sonunda müjdelenen bayramı bekliyorduk.
Fakat iki gündür daha önce duyduğumuz bir sesle irkilir olduk.
Öyle bir ses ki gönül mescidini geçtim Kabe’yi sallar oldu. Korkarım ki bu ses devam ettikçe hicran yarasından kurtulamayacağız.

Peki nedir o ses

Peki ilk ne zaman duymuştuk bu sesi 2014 yılında 3-4 yaşlarında bir kız çocuğunun Suriye'yi kan gölüne

çeviren bombardımanların arasından söylediği bir hıçkırıktı bu.

Bir anlığına bütün dünyayı durdurmuştu bu sözün ağırlığı.

Çocuk küçücük bedeniyle, dünyanın en büyük cümlesini kurmuştu. O yaşta halis bir iman, şeksiz şüphesiz teslimiyet, Allaha duyulan güven, hatta tüm o gördüğü fenalıklardan sonra belki de Allah'a koşmak hissi, insanlardan ve insanların kötülüklerinden kaçarak Allah'a sığınmak hissi...
Paslanmış yüreklerimiz, yaslandığımız dağlar, içinde kıvrıldığımız sıcak yataklar, yediğimiz içtiğimiz, sofralarımız bize dar gelmişti...

Sonra kısa zamanda unutuvermiştik o meleğin ıstırap dolu şikayetini.O gün bu gün bu söz bizim yazgımız kaderimiz oldu.İşte şimdi Bu sözü başka bir zulum yuvası olan filistinden duyar olduk.İsrail güvenlik güçleri her Ramazan olduğu gibi mescidi aksada ibadet eden müslüman kardeşlerimize hemde ibadet esnasında saldırmaya başladılar.

Öyle ki namaz esnasında mescid içinde ibadet edenlerin çoğunu kan revan içinde bırakıp zulmü arşa çıkarmaya başladılar.Bizim elimizden şimdilik gelen o kız çocuğunun sesini duymak ve onun için tüm ümmeti Muhammed için dua etmektir.Şüphesiz ki bugün kendini mescidi aksanım sahibi sananlar Allahın gazabıyla o topraklarda arkalarına saklanacağı bir ağaç bir çalı parçası bulamadan helak olacaklardır.