Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

XIAOMI, GRATIS, MİGROS SANAL MARKET, DIGITURK

Bugün size tüketici manzaraları aktarıyorum.

Hepsi benim kendi deneyimim. Kulaktan kulağa gelen değil bizzat kendi yaşadıklarımı aktarıyorum.

Markaları bilin tanıyın. Faturalarınızı kontrol edin, bilinçli olun diye hepsini anlatıyorum.

Ben hiç üşenmiyorum, sonuna kadar kovalıyorum. Tüketici mahkemesi, cimer, savcılık yani ne gerekiyorsa.

Çünkü haklarımızı aramak zorundayız. Çünkü haklarımızı aramadığımız zaman herkes yüzsüzleşiyor ve saçmalamaya devam ediyor. Para verip aldığınız her hizmetin peşine düşün.

Xiaomi ile başlayalım.

Türliye'de yeni sayılır. 4 senedir ülkemizde aktif satışta. Mağazaları var, teknik servisleri var. Geçen sene de ilk fabrikasını kurdu. Çatır çatır da satış yapıyor.

Kamera, decoder ve robotunu kullanıyorum. Arıza yapıncaya kadar herşey yolunda. Mazallah arıza yaparsa epey uğraşıyorsunuz.

Çünkü;

İlk decoder arızalandı, elime faturamı garanti belgesini aldım ve bir servis buldum. Servise gittim ama nafile. Dediler ki, bunu aldığınız yere götürün. Dedim niye?

Dediler öyle.

Efendim Xiaomi markası şu şekilde çalışıyormuş, kendi mağazasından alınana bakan servis ayrı, başka yerden alınana ayrı.

Mesela gider bir Arçelik alırsanız, nereden aldığınıza bakılmaz, servisi servis görevini görür. Bosch alırsanız aynı şekilde.

Kimse size sormaz nereden aldığınızı. Ki olması gereken de budur.

Siz böyle tuhaf bir sistem duydunuz mu?

İkinci arızamızı robotumuzda deneyimledik.

Robot bozuldu. Uğraşmak istemediğim için müşteri hizmetlerini arayıp servis bilgisi istedim. Onların mağazasından almadığım için vermedi iyi mi?

Açıklama olarak da, daha Türkiye'de çok yeni o yüzden demez mi!

Satış yapıyor, servis kuruyor ama servis veremiyor.

Zaten garantisi bitmiş, yani paramla tamir ettireceğim. Alt tarafı bir servis bilgisi gerekiyor. Yok alamıyoruz.

Aldığın yeri ara!

Aldığım yer çiçek sepeti. Onlarla da konuşmak imkansız. Yazıyorsunuz bekliyorsunuz. Onlar daha talebi anlayamıyor ki. Saçma zaten. Bana faturamı gönderiyor. Yok diyorum, servis lazım bana. Diyorlar ki, onu firmaya sorun.

Robotumuz köşede bekliyor. Biz bir haftadır servis bulamıyoruz çünkü.

Demek ki neymiş, servis hizmetini güzel veren neresi varsa o marka tercih edilecekmiş.

Bir diğer markamız Migros sanal market.

En çok kullandığım uygulama. Onun da anlaşılmaz bazı tarafları var.

Bazı ürünlerinde illaki kilo sipariş verdirtiyor. Örneğin balkabağı, üstelik dilimli. Onlar tabaklanmış ve film kaplanmış. Bir tabak yaklaşık yarım kilo geliyor. Ama yok, illaki kilo ile sipariş verreceksin diyor. Acilse ve alman gerekiyorsa mecbur alıyorsun. Geliyor sana iki koca tabak kabak. Zaten iki güne çürüyüp gidecek, mecbur pişiriyorsun.

Karnabahar. İrili ufaklı reyon dolu. Ama illaki bir adedi 1,5 kilo sipariş verebiliyorsunuz. Oysa ki 300 gr bile var.

Tavuk, ciğer.

Hepsi tabaklı ürünler. Hele ciğer bir tabağı 400 gr en fazla.

İllaki kiloyla gelecek. Geliyor sana üç tabak ciğer. Ben sordum, bir açıklama alamadım.

Digitürk.

Bir süre önce Türksata geçip herşeyi mahveden Digitürk.

Elsik kanal sorununu ne yaptıysa çözemeyen Digitürk.

Ayda on telefon konuşması, üç servis ziyareti ama kimse sorunun neden kaynaklı olduğunu bilemiyor. Neden bazı kanallar yok oluyor, bir kaç gün gelmiyor, sonra geri geliyor. Neden? Bilen, anlayan yok.

Ama çatır çatır paranızı ödüyorsunuz.

Ve Gratis.

Değişik bir satış yöntemi.

Üç ayrı mağazasında yaşadığım için, bunun sistemli programlı bir durum olduğunu anladım.

Kasada ödeme yapıyorsunuz, size hiç sormadan plastik süslü poşeti kasadan 6 TL olarak geçiriyor.

Farkına varırsanız soruyorsunuz ne oluyoruz diye.

Başka poşet kalmadı diyor.

Ne demek kalmadı diyorum, ben iki dakika sonra çöpe atacağım plastiğe neden 6 TL veriyorum? Bulun lütfen, onu da iptal edin diyorum. Kasanın altından normal poşet bulunuveriyor hemen.

Sorarsın, istiyorsam satarsın. Zorla poşet satmak ne demek?

Velhasıl durum böyle sevgili okuyucular.

Bugünkü tüketici dersimiz bunlardan ibaret.

Xiaomi alırken, servis için başınıza gelecekleri iyi düşünüp öyle satın alıyorsunuz.

Migrostan alışveriş yaparken kilo kilo almak yerine, açıklama yerine girip istediğiniz miktarı özellikle belirtiyorsunuz.

Digitürk kanallarınıza bir daha bakıp neye para ödediğinizden emin oluyorsunuz.

Gratiste biraz daha kalın plastik poşeti ZORLA satanlara hayır diyorsunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar