Vatandaşın kazandığı seçim

Türkiye, demokratik bir sürecin önemli bir dönemecinden daha geçerek yeni bir seçimi geride bıraktı. Bu seçimde galip gelen asıl güç, parti veya aday değil, vatandaşların tepkilerini sandıkta göstermesi oldu. Sandık sonuçlarına bakıldığında, yayınlanan anketler, partiler arası rekabet, yürütülen seçim çalışmalarının sosyal medyada yapılan algı ve siyasi kampanyalar ön planda olsa da, asıl kazananın vatandaşlar olduğu açıkça görülüyor.

Her seçimde olduğu gibi, adaylar vaatlerde bulundu, partiler projelerini heyecanla sundu halkın beklentilerini göz önünde bulundurmaya çalışırken halkın içinde olmaya çalışarak temas kurmaya çalıştılar ve mesajlarını ilettiler.

Seçim, vatandaşın kendini etkileyen konuları, ülkenin geleceğini ve kendi yaşamlarını etkileyecek politikaları değerlendirerek, oy kullanma hakkıdır.

Vatandaş bu hakkını kullanarak bu seçimde, kazanan olarak hiçbir siyasi partiyi ödüllendirmedi.. Vatandaş bu seçimde kendini hatırlattı oy verdiği sandıklarda seçim çalışmaları sürerken devam eden hayatın içinde vatandaş, yaşam kalitesinin düştüğünü bunun sessizliğini bozmak gerektiğini hayatlarının mutsuzluk ile çerçevelendiğini hissettirdi. Bu süreç siyasi partilerin hepsinin iyi okuması gereken harita olduğunu gösterdi.

“KENTLER VE ŞEHİRLER OTORİTE YA DA DEVLETİN VARLIĞI VE BAĞLILIĞI OLMADAN İNŞA EDİLEMEZLER”. İBN-İ HALDUN

Ülke idaresindekiler, siyasetçiler, liderlik yapanlar kaçırdıkları sanırım mutsuzluğa sürüklenen vatandaşın sessizliği, gelenek, göreneklerimizle duruşu ile susmayı edep bilen ayrışmaların ekonomi ile de bağlantılı olduğunu göremediler. Emeklinin hastanede maaşından kesilen kesintiler ile elinde kalanın sağlığını koruyacak beslenme masrafını karşılamadığını, öğrencinin umutsuzlukla yurt dışı planına kapıları açan genç beyinleri bağımlı hale getirmeye çalışan tarih boyunca fırsat arayanlara açılan kapı…
İftar sofralarının bolluk ile kurulup misafirlerini bekleyen, bayramlarda sevdiklerini bekleyen evlerin yerini nasıl bir hüzün aldığını kaçırdılar. Benim aktardığım bir kum tanesi olamaz, yaşadığımız sürecin sadece çok yüzeysel bir örneğidir.

Seçimler, toplumun farklı kesimlerinin görüşlerini ifade etme ve yönetimde söz sahibi olma hakkını eşit olarak kullanmaları açısından önemlidir. Bu hak, demokrasinin temel taşlarından biridir ve her seçim, bu hakların ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatır.

Her seçim gibi bu seçim sonuçlarıyla birlikte, yeni bir döneme girilmiştir. Hangi parti veya adayın kazandığı önemli olsa da, asıl önemli olan, demokratik sürecin işlemesi ve vatandaşların iradesinin yansımasıydı.

Yönetiminde söz sahibi olanlar, vatandaşların güvenine layık olmak için ellerinden geleni yapmalı ve ülkenin her bir bireyinin hak ve özgürlüklerini korumalıdır.

Anayasa ve kanunlarımız çerçevesinde yapacakları hizmetlerle Türk milletini bir gören, ayrıştırmayan, gelenek göreneklerimizi şehir kültürü ile harmanlayan ve hazine olan emeklilerimizi düşünüp geleceğimiz olan çocuklarımız ve gençlerimize güvenilir alanlar ile tehlikelere fırsat vermeden bizi biz yapan değerlerle çalışan adalet duygusu ile yönetilmesi umudu ile.

Sonuç olarak, Türkiye'nin geçtiği bu seçim sürecinde kazanan, vatandaşların iradesi olmuştur. Demokrasinin kazandığı her an, ülkemizin geleceği için bir adım daha ileriye atılmış demektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.