WhatsApp’ın sözleşmesi, ertelenen sözleşmesi Türkiye’de kafaları çok ama çok karıştırdı.

Bu yüzden sistemin yöneticileri de 8 Şubat olan sözleşme yenileme tarihini Mayıs ayına kadar erteleme kararı aldı.

Herkesin kafası sistemin güvenliği nedeniyle karıştı.

Özel bilgilerin okunacağı korkusu,  özelinde neler yaşadığını bilmediğim insanları çok korkuttu, kafaları karıştırdı.

Kişisel verilere ulaşılacağı bilgileri, kişisel verilerinde neleri olduğunu konusunda da insanları çok korkuttu, kafaları karıştırdı.

Ben de sözleşmeyi kabul etmemeye karar verdim, sosyal ortamda dolaşan mesajlarla önce Bip, sonra Signal, sonra Telegram, sonra Line, son vs. bir sürü yazışma programını telefonuma indirdim.

Hepsini kullanmak için değil, acaba hangisinin kullanımı kolay,  hangisinde telefonumda kayıtlı insanların çoğunluğu var diye merak ettim.

Aynı korkuyu yaşamadım ama bir başka türlü şaşkınlık içinde kaldım.

İlk defa yüklediğim programlarda telefonumda kayıtlı neredeyse herkesin kayıtlı olduğunu gördüm.

Bu zamana kadar sadece WhatsApp kullanan insan olarak kendimi teknolojik anlamda biraz eksik hissettim.

Ama biraz da düşündüm.

Birileriyle normal olan yazışmalar yapıyorsanız,  birileriyle normal olan ilişki içindeyseniz birden fazla yazışma programı insanın telefonunda neden olur ki?

Sanırım buldum.

Korkulacak şeylerden dolayı.

Normal olmayan ilişkiler, normal olmayan işler, normal olmayan yazışmalar, normal olmayan yaşantılar, insanları birden fazla yazışma programına itmiş.

Yani zaten korkulacak, bilinmesini istemediği işlerin içinde olan ve tedbirini almış olan insanların, korkuları başka bir boyuta geçmiş vaziyette.

WhatsApp’ın Mayıs ayına kadar kendini anlatması ne kadar yazılımında insan tutar bilemem.

Ama anladığım bir tek şey var.

Yaşamımızdan,  yaşadığımızdan, yaptıklarımızdan çok korkan insanlar olduğumuz gerçeğini ortaya çıkardı.

WhatsApp’ın marifeti bu oldu!