ALTIN ELDİVEN!

Korona virüsü nedeniyle, sağlık alanında ne kadar zor günler yaşanıyorsa,  ekonomik anlamda da o kadar zor günler yaşadığımız gerçeğini, dünya da olduğu gibi kabul etmemiz gerekiyor.

Çoğu sektör normal hayatını sürdürebilmek için çaba sarf ederken, bazı sektörler yeni normalleşme döneminde neredeyse kepenklerini kapatmak üzere.

Mesela oteller.

Normalde Ağustos ayında ful olan, fiyatları tavan yapan oteller, bu yıl neredeyse yarı yarıya dolu ve fiyatlar da geçen yıla göre neredeyse yarı yarıya.

Bir otel sahibi arkadaşım, otelini bu yıl açmadığını söyledi.

Neden? diye sordum, 

‘Zaten Mayıs ve Haziran ayında kapalıydık, Temmuz’da yeni normalleşme kurallarına göre açıldık. Otele müşteri alsam, birisinde korona çıksa otel karantinaya alınacak ve 14 gün boyunca oteldekiler dışarı, dışardakiler otele giremeyecek. Bütün masrafları da bana ait. Bu riski göze alamadım. Bu yıl zarardan kar edelim dedik ve açmadık’  dedi.

Dünya bugünlerde ekonomik olarak böyle, zarardan kar edelim.

Ama bir sektör var ki o bu dönemde çok ama çok kazanıyor. 

Hakkında çok kazanıyor, hak ettiğinden çok kazanıyor.

Devlet olarak maske konusunda gerekli tedbirler alındı. Hem satış için, hem fiyat için kotalar getirildi ve buradan yapılabilecek vurgun engellendi.

Ancak sağlık ilgili yoğun sorun yaşadığımız şu günlerde ihtiyaç olunan şey sadece maske değil.

Bir de eldiven var.

Bildiğiniz, ince, naylon, koruyucu eldiven.

Salgın öncesi 1,5 TL satılan eldivenler, salgınla birlikte neredeyse yüzde 800 artarak 7,5 TL çıkmış durumda.

Vurgun tam olarak buradan yapılıyor.

Özellikle, elleriyle bir şeylerin servisini yapanlar için şart olan eldivenler bugünlerde altını da geçmiş durumda.

Altın eldiven olmuş durumda.

Bununla ilgili de devletin acilen bir kota ve fiyat uygulaması getirmesi gerekiyor.

Her şeyi devletten bekleyen zihniyet olmamıza neden olan, bu fırsatçılara da bir iki lafımız olsun.

İnsanlık sağlık sorunuyla uğraşırken, ölümle, kalım arasında mücadele ederken, sizin bu yaptığınız ticaret değil, en ağırından fırsatçılık ve vurgundur.

Fiyatlarla, piyasayla ne kadar oynarsanız oynayın, ne kadar çok kazanırsanız kazanın, unutmayın aynı gemideyiz.

Kefenin de cebi yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.