BAŞKANLIK EN İYİ AVUKATLARA YAKIŞIYOR!

Belediye başkanlığını seçimleri olduğunda her meslekten, her yaştan, her cinsiyetten insanın aday adayı olması, aday olması ve kazanması muhtemel bir şey.

Seçmen bu, bazen kaşına, bazen gözüne, bazen de sözüne bakarak oyunu kullanıp, kendisine yerel anlamda yöneticilik yapacak, başkanlık yapacak, ilini, ilçesini idare edecek kişiyi seçilmesine katkısını koyar ve sonra da ondan yani belediye başkanından beklentilerini bekleyeme başlar.

İşte ipin koptuğu nokta da o seçim ve seçimin ertesi gününden itibaren yaşananlarda.

Bunca yıllık yerel ve genel siyasetçileri gazeteci olarak her türlü takip ettiğimden hangi meslekten, hani yaştan, hangi cinsiyetten daha iyi başkan çıktığı konusunda az çok bir bilgi birikimimiz oldu doğal olarak.

Kaşına bakıp, gözüne bakıp, sözüne bakıp, cinsiyetine, yaşına, mesleğine bakıp, kimin belediye başkan olabileceğini az da olsa kimin iyi belediye başkanı olacağını kesin olarak bilme olasılığımız da oldu doğal alarak.

Bu arada gazeteci kimliğimizle, zaman içinde özel veya tesadüfü takibimizden rahatsız olanlarda olmuyor değil.

İnsanoğlu bu, her adımı doğru, her sözü doğru, her yaptığı doğru olacak diye bir kural yok.

Rahatsızlıklarda bundan haberdar olmamızdan, bunları haber yapabilir olmamızdan.

Yani cümlenin aynısı kimse kaşımızdan, gözümüzden, sözümüzden, yaşımızdan, kasımızdan rahatsız olmuyor.

Gazeteci olmamızdan!

Konuya dağıtmadan, konunun özüne gireyim.

Yerel veya genel siyasette başkanlık veya yöneticilik yapmak en çok Avukat mesleğine sahip olanlarda olabildiğinde verimli duruyor.

Çünkü avukatın, diğer mesleklere göre iki büyük avantajı var.

Birincisi kanunun her türlüsünü bildiği için hukuki olarak hata yapma olasılığı yok, hukuki olarak hata yapılmasına izin verme olasılığı da hiç yok.

İkincisi avukatlık mesleği serbest meslek olduğu için, günün her saatinde yapılabilir, kendisi yapmasa da vekâleten birisine yaptırabilir bir meslek.

Hal böyle olunca da başkan ve yönetici olmayı vatandaşın oyuyla kazanan avukatın yapması gereken, bilmesi, zaman ayırması ve anlatması.

Bunu da çok rahatlıkla yapabiliyor.

Bu kadar sözün çıkmasında Buca Belediye Başkanı Avukat Erhan Kılıç’ın basına servis edilen Buca’daki Sokak ziyaretleri var.

Başkan Kılıç, Bucalılarla o kadar iç içe yaşıyor ki, Buca’nın sokaklarını makam arabasıyla, üç, beş korumasıyla, parti ve meclis üyelerinin yoğunluğuyla değil, kendi başına, bir başına, el öperek, yüz sürerek, söz dinleyerek yapıyor.

Hangi seçmen istemez ki, seçilmesine katkı koyduğu Belediye Başkanını kapısının önünde görüp iki kelam etmeyi, bir dileğini söylemeyi, sonra da onu seçtiğinden dolayı mutlu olmayı.

Buca Belediye Başkanı Avukat Erhan Kılıç’a bu güzel örneği verip, bana da bu cümleleri yazdırmaya yönelttiği için teşekkür ediyorum.

Bucalı zaten ediyor ve edecektir de!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.