Pınar Yeşiltay Sevim

Pınar Yeşiltay Sevim

Bebeklerde ve Erken Çocuklukta “AYRILMA KAYGISI’na” Bağlı Uyku Sorunlar

Annelerin sıklıkla yakındığı bir konudur erken çocukluk dediğimiz dönemde çocuklarının uyku düzenini sağlayamamak. Bebek/çocuk uykuya dalmakta, uyku rutini oluşturmakta ve uykuyu devam ettirmekte güçlük çeker ve çocuğun uyuyamaması da haliyle anne ve baba için yorucu ve yıpratıcı bir süreçtir.close-up-adorable-baby-hand_23-2148337020.jpg

Çocuklarda uyku sonunu yaşanmasının altında pek çok neden olabilmektedir. Öncelikle çocuğun herhangi bir sağlık sorunu olup olmadığı ve fiziksel nedenlerle uykuya geçmesini engelleyen bir sorun bulunup bulunmadığı dikkate alınmalıdır. Kızım Sudelina uyku problemi olan bir bebeklik geçirdi ve hala da uykuya meyilli bir çocuk değildir. Özellikle hayatının ilk 2 yılındaki uyku probleminin ana kaynağı aslında fiziksel olarak nefes almakta zorlanıyor olması, allerjik bir bünyesi bulunması ve geniz etinin solunumunu ciddi anlamda etkilemesiydi. İki yaşını doldurur doldurmaz (ki bu bile erken bir yaş aslında anestezi alması için) ilk cerrahi müdahalesi yapılmak zorunda kaldı. Ardından 4 yaşında ve 5 yaşında geçirdiği diğer operasyonlarla süreç devam etti. 

Bir yandan fizyolojik nedenler sağlıklı bir uyku düzeninin önünde engel teşkil ederken diğer yandan fiziksel nedenler de çocuğun uykusuna etki edebiliyor. Örneğin; Oda ısısı, ışık miktarı, ortamdaki nem, ortamdaki sesler ya da gürültü de çocuğun uykuya dalmasını engelleyebiliyor. Tüm bunlarla birlikte çocuğun uyku öncesi çok fazla uyarana maruz kalması, uyku saatinin düzensiz olması, evdeki gerginlik, giydirilen kıyafetlerin rahat ve terletmeyen kumaştan olması, çocuğun uyutulmaya çalışıldığı saatteki açlık/tokluk durumu da kaliteli bir uykuya hazırlık için gözden geçirilmeli.

Fakat ben bu gün tüm bunların dışında bir konudan “ayrılma kaygısından” bahsetmek istiyorum. Aşağıda ayrılma kaygısına dair verdiğim eğitimlerde sıklıkla tekrarladığım notları bulacaksınız. 

“7-9 ay arasında bebeklerin çoğu, yaklaşık 18 aydan iki yıla kadar, kalıcılık kavramı tamamen anlaşılana kadar Ayrılma Kaygısı aşamasından geçer."Bebeğiniz odadan çıkarken sızlanmaya veya ağlamaya başlarsa veya şekerleme veya gece uykusu ile ilgili sorun yaşıyorsanız, normal ayrılma kaygısının başlangıcı olabilir.

Annelerinin onlardan ayrı olduğunu ilk fark ettiklerinde birçok bebek ayrılık kaygısı dediğimiz ilk kaygı ile tanışır. Elbette bu süreç “güvenli bağlanma” süreci ile de yakından ilişkilidir. Bebek/çocuğun güvenli bağ kurduğu kişi/ annenin uykuya dalma sürecinde yanından ayrıldığını/ayrılacağını sezdiğinde uykuyu reddetmesi ve anneyi yanında istemesi normaldir. Önemli olan anne açısından sürecin yönetilmesi ve normal ayrım kaygısının uzun süreli ayrılma kaygısına dönüşmesini engellenmesidir. little-girl-bed-with-soft-toy-emotions-child_169016-1968.jpg

Çocuğunuzun uyku sürecinin "Ayrılık kaygısı” dolayısı sekteye uğramasını istemiyorsanız dikkat etmeniz gereken hususlar:

Öncelikle kendi kaygılarınızın bir sünger gibi çocuğunuz tarafından emildiğini unutmayın. Kaygılı bir anne iseniz kendi kaygılarınız için destek alın.

Çocuğunuz için sevebileceği güvenli ve anti allerjik bir uyku arkadaşı temin edin.

Üzgün olduğunda çocuğun seviyesine inin ve kelimeleriniz ve sarılmanızla onu rahatlatın, ama bunu onu alarak değil yatağındayken yapmaya özen gösterin.

Bebeğin çığlıklarına rahat ve iyimser bir şekilde karşılık verin.

Ses tonunuza dikkat edin, paniklerini yansıtmayın.

Bebek sakinleştiğinde onun biraz dikkatini dağıtın.

Uyku problemlerini çözmek için asla kontrollü bir ağlatma yaklaşımına başvurmayın. Bu durum bebeği/ çocuğun güvenini kırar ve onda sizin onu terk ettiğiniz algısına neden olur.

Onun sizin yokluğunuzun kısa sürelerini deneyimlemesine izin verin, odadan çıktığınızda onunla konuşmaya devam edin.

Unutmayın sevginin, içten bir gülümsemenin ve samimiyetin kazandıramayacağı şey yok. Çocuğunuza sıklıkla onu sevdiğinizi, ihtiyacı olduğunda yanında olacağınızı, işe gitseniz bile mutlaka döneceğinizi ve birlikte vakit geçireceğinizi ifade edin.

Nasıl olsa anlamaz diye çocuğunuzun yanında eşiniz ile tartışmayın, kavga etmeyin. 

Çocuğunuzun yanında olumsuz enerjiler yayacak davranışlardan, dedikodudan uzak durun.

Uyku öncesi rutinleri oluşturun.

Birlikte oynamaktan keyif aldığınız ortak oyunlar belirleyin. 

 

Evden ayrılacağınızda, eşiniz veya çocuğunuza bakım veren kişinin onu kapıya getirmesini sağlayın ve çocuğunuzla mutlaka vedalaşarak evden uzaklaşın. Çocuğunuz ilk zamanlar sizden ayrılmak istemeyecek ve hatta zaman boyunca çığlık atabilecektir - ki size bağımlıysa bu normaldir. Ama güven inşa etmeden çocuğunuzun kaygı ile baş edemezsiniz.

Pınar Yeşiltay Sevim

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum