Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

BEN EŞİTTİR EGO

Ben demeye utandığım kadar başka birşeyden utanmam.

Ben, ben, ben.

Kendini öne çıkarmak, durmadan kendinden bahsetmek çok ayıp gelir, utanırım. Yapanı da ayıplarım.

Ne ara ne öğretmişler bana da böyle biri olmuşum hiç bilmiyorum. Hayatımın pek çok noktasına etki etti, iyi veya kötü.

İş hayatında bile ben demekten çekindim.

Bir gün müdürümle performans görüşmesi yaparken, yapmadıklarımdan bahsederken onu durdurdum. Olur mu hiç, bu söylediğinizin iki katını yaptım hem de deyince şaşırdı. Niye bana bilgi vermedin diye sordu. Tek tek bunları ben yaptım diye bilgi mi verseydim, gösteriş gibi dedim. Elbette dedi.

Sonrasında hep utanarak sıkılarak yaptıklarımı bildirdim.

Reklamı sevmem. Kendini övmeyi sevmem.

Bir arkadaşımız vardı. Gece yarısı saat üçte dörtte mail atardı müdürlerini ekleyip. Konu onları ilgilendirmezdi ama o bakın ben çalışıyorum demek isterdi. Kendi reklamını pek güzel yapardı.

Ben gece yarısı attığım mailleri kendim atar işi hallederdim.Showdan uzak yaşadım ama tabii ki show yapanlar daha çabuk ulaştılar gidecekleri yerlere.

Ben demez, biz derdim. Hala da öyle derim.

Kedi köpek sahiplendirirken bile cümlelerimde biz vardır. Ben dediysem bir yerde imla hatası yapmışımdır.

Çünkü genelde bir kaç kişiyiz. O yüzden ben değil biziz.

Bazı sayfalarda paylaşımlara denk geliyorum. Hayvanları tedavi etmişler, yedirmiş içirmişler. Sağolsunlar. Bakıyorum hep liste halinde neler yaptıkları yazıyor. Bu kadar et aldım, şu kadar tavuk aldım, şu kadar yol yürüdüm oraları buraları doyurdum, neler de neler. Alkış, beğenilme, hayır duası alma. Niyetler bunlar belli.

Yoksa hayvanların okuma yazması yok, okuyup takdir edemezler.

Dün bir tanesine denk geldim. Şöyle yazmış;

"sabahtan akşama kadar şuraya gittim, burdan şu kadar et aldım, şuradaki köpeklere verdim, hepsi doydu. Bazıları gibi boy boy fotoğraf çekip reklam yapmadım"

Eh şimdi yaptığın ne ki? Boy boy fotoğrafla reklam yapandan ne farkın kaldı?

Bazı tanıdıklarım var, tanımaktan mutlu olmadıklarım.

Her fırsatta neler yaptıklarını anlatma heveslisi. Ne yapıp edip konuyu oralara sürükleme çabası. Ben neler yapıyorum.

Neler yapıyorsun diye sorsan zevkten dört köşe olacak.

Ispat çabası, bilinme, alkışlanma çabası.

İki lafın biri mutlaka "ben". Birey olma çabası olsa gerek.

Aslında ben demek ego demek. Ego eşittir ben.

Çok hayvan seven, bakan bir arkadaşım var.

Bilgili son derece kültürlü. Boğaziçi işletme mezunu. Yıllarca üst düzey yöneticilik yapmış.

Neler yapıyor bir görseniz. Sabah akşam sokaktaki kedilerinin yaşam alanlarını temizler, düzenler, yemeklerini sularını verir. Tedavi gerekenleri koşup alır, bazen günde üç kez veteriner yollarına düşer.

Daha " ben" dediğini duymadım. Yardım ederseniz kabul eder, etmezseniz ağzını açmaz. Kendi tercihiyle çıktığı yolda kendisi yürür. Ben demesi gereken birisi varsa odur. Ama demez. Kendini çoktan hazmettiği için belki de.

Kendinden sıklıkla bahseden, ben diyen insanlara dikkat edin.

Hala eksik bir yanları vardır mutlaka. Hala ispatlayamadıkları birşeyler kalmıştır. Konuyu döndürüp dolaştırıp kendilerine getirirler.

İş hayatında değilseniz, başarı, terfi, zam peşinde koşmuyorsanız ben demenize çok gerek yok. Kendinizi anlatıp durduğunuz insanlar size puan vermiyorlar.

Hayatı bir yarış olarak görmeyi bırakırsanız daha çok keyif alırsınız.

Kesin bilgi.

Önceki ve Sonraki Yazılar