Aysel Ateş Abdullazade

Aysel Ateş Abdullazade

Bin kadın, kadın olmanın zorluğunu anlatıyor

Sevgili MedyaEge'ciler, merhaba! 

Bugün topluma kadını tanıtan bir projeden ve bu projede kadınsal içeriklerden, kadınların büyütülme tarzına bakıştan ve kodlanarak yetiştirilmesi gerçeğinden bahsetmek istedim. 

Türkiye'nin yaşam koçu Murat Çuhadar ve ekibinin Yaşama Dokunanlar Platformu kapsamında "Bin kadın Bir kitap" projesi yürütülüyor. Toplumda kendine yer açmış, zorluklardan geçmiş, kadın olarak yaşamanın verdiği mücadelede kazanan taraf olmuş kadınların hayat hikayesi okurlara aktarılıyor. Bu, hem kadınlara ilham kaynağı olmanın, hem de kadının toplumdaki yerinin geniş çapta gösterilmesi yolunda atılan bir adımdır. Bin kadının hayatına dokunmak, onların hayat hikayesini dinlemek ve bunu diğer kadınların okumasını sağlamak adına güçlü bir kadın ekibi çalışıyor. Projenin sayfa yazarları ile röportajlar yapılıyor. Bu ekipte ben de varım. Sayfa yazarları ile röportaj yapmak, onların hayat hikayesini dinlemek çok zevkli, ama üzücü yanları da var. 

Bir kadının sadece kadın olduğu için toplum tarafından gördüğü olumsuz tepkiler, okuması gerekirken kız olduğu için okuldan alınması, erken evliliğe maruz kalması, boşanmış bir kadın olduğu için ailesi tarafından kısıtlanması - bunların hepsini kadınlar yaşıyor. Sosyal medyada, eylemlerde kadına şiddete hayır diyoruz. Peki, bunlar da birer şiddet değil mi? Üstelik bu şiddet sadece erkek tarafından değil, anne, teyze, hala - yani bir kadın tarafından kadına yapılıyor. 

Kodlanarak büyütülen kız çocukları şimdi hayatını bu projede anlatan kadınlar olmuş. Eve belirli saatler dışında gelmesi yasaklanan kızların ağabeyleri o saat kuşağının dışında kalmış. Çünkü o bir erkek. Saatler bile kadınların aksine çalışır olmuş. 

Giyimine sınır koyulan kız çocukları, "kız çocuğu öyle giymez" tanımı ile büyütülmüş. 

Peki bu kodlanmalarla büyütülen kızlar şimdi birer anne oldukları bu zamanda kendi evlatlarını kodluyor mu? Bu soru ile hitap ettiğim kadınların hemen hemen hepsi aynı cevabı veriyor: "ben evladımı kodlandığım kodlarla büyütmüyorum. Onların özgür ruhlu olması, birey olabilmesi için çabalıyorum. Benim çocuklarım kendi kararlarını kendisi verecek bir şahıs olmalı ve ben tüm kararlarında onların destekçisi olacağım!" diyen anneleri gördükçe bir ışık sızıyor içimin en kuytu köşesine. 

Bu nesil ile birşeyler başaracağız diye düşünüyorum. Robotlaştırılarak büyütülen kızlar beyinlerini arındırmayı başarmış. Yeni nesil özgür, birey, şahıs olma yolunda ilerliyor. 

Giyimin, saatin, özgürlüğün kızlara sınırla verildiği bu yaşam devrinin tam bitmesine, yok olmasın az kaldı. Bunu biz yok edeceğiz ve bizim yetiştirdiğimiz evlatlarımız. 

Şimdiye kadar bilinçsiz şekilde kodlanmış anneler tarafından yetiştirilen kız çocukları artık bunun bilincinde olmaya başladı. Bir devrin daha sonuna geldik. Yeni bir devir başladı ve bu devir kadınları çok güzel yerlere taşıyacak. 

Bu projede sayfa yazarı olan kadınlarımızdan ilham alacak, güçlenecek ve kadının gücünün farkına varacaksınız! Unutmayın, biz kadınlar birlikte güçlüyüz!

Önceki ve Sonraki Yazılar