Sevdiye AKTEKİN

Sevdiye AKTEKİN

Bir “Can” Büyütebilmek

Merhabalar, bu hafta sizinle yaş aldıkça fark ettiğim bir konu hakkında konuşmak istiyorum.

Siz hiç ağaç yetiştirdiniz mi? Ama böyle ufacık bir fidandan kocaman bir ağaca dönüşünceye kadar. Genelde böyle ağaçlar, çiçekler yetiştiren insanlar “Onlarla çocuk gibi konuşacaksın, toprağınla ilgileneceksin, otlarını toplayıp, suyunu, güneşini iyi ayarlayacaksın.” der. Hatta bir komşum böyle ilgiyle, balkonunda büyük boya kovasının içinde yetiştirdiği meyve ağacını bahçeye alırken, “Çocuğumu büyüttüm. Gerçek hayata bırakma vakti.” demişti. O zaman ağacın, çiçeğin neden bir çocuğa benzetildiğini anlamıyordum. Artık anlıyorum.

Bakımlarını benzetiyorlardı. Çocuklar da besleniyorlardı elbet her canlı gibi ama önemli bir farkla. Çocukların asıl ihtiyaçları olan şey sevgiydi, tıpkı bir su gibi. Sadece “gerçek sevgi” verirsek sağlıkla büyüyorlardı. Yediğini, içtiğini vermek değildi ki mesele. Mesele onun dilini anlayabilmekti. Konuşabilmek, belki saatlerce anlatmak onun sorduklarını. “Anne bu ne? Ama neden? Peki o neden?” Sorularına usanmadan cevap verebilmek.

Yeni köklendiği dünyada ona can suyu olabilmekti önemli olan.

Öğrendikleriyle, sizden gördükleriyle, hatta sizin onun hiç fark etmediğini düşündüğünüz şeyleri bile izledikleriyle büyüyorlardı. Sonra sığmıyorlardı saksılarına. Tıpkı o minik ağaç gibi. Dallanıyorlar budaklanıyorlar. Artık kendilerini keşfetmek istiyorlardı. Sınırlarını, neler yapabileceklerini.

Biz ailesi olarak uygun ortamı hazırlıyoruz onlara. Elimizden gelen en iyi toprağa bırakıyoruz. Gerçek hayata. Yanlarında olduğumuzu hissettirerek, onlara öğrettiğimiz değerlerle ama bir o kadar da kendi yapabileceklerini keşfetmelerini, kendilerine yeni bir yol çizmelerini bekliyoruz. Bizim için 2 dakika sürmeyecek iş için, o saatlerce uğraşırken “onun için” ona yardım edemiyoruz. İstiyoruz ki büyük bir ağaç olduğunda ufacık bir rüzgar korkutmasın onu. En ufacık zorlukta kırılmasın dalları, kendi başa çıkabilsin. Öğrensin rüzgarla yaşamayı.

Sonra onun kocaman oluşunu izliyoruz. Bazen bir tahta çıta oluyoruz onun yanında desteklemek için bazen de ip oluyoruz uzayan dalına, yükünü hafifletmek için. Ne kadar büyürse büyüsün suyunu, yani sevildiğini hep hissettiriyoruz.

Ve onlar yetişmiş bir ağaç olduklarında. Nefes oluyorlar bize. Çünkü her yetişen çocuk bir ağaç gibi Dünya’da. Her sağlıkla, sevgiyle büyümüş çocuk bizim geleceğimiz. Tıpkı ağaç gibi. Tıpkı oksijen gibi. Bir anne-babanın çocuğunu büyütmesinde verdiği önem, Dünya’nın yeşile ihtiyacı gibi. Çok değerli ve hayati.

Sevgiyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum