Sevdiye AKTEKİN

Sevdiye AKTEKİN

BİZE NELER NELER ÖĞRETTİLER...

Böyle gelmiş, böyle mi gider?

Kadınlar hep masallarda yardım mı bekler mesela?

Prens öpmezse, uyumaya devam mı eder prenses?

Çirkini iyi birine dönüştürmek için, hep mi uğraşmalı güzel?

Saçını merdiven yapan prensesin bitmez mi çilesi? Şimdi de saçını süpürge mi etmelidir evine?

Karısı ölen baba başkasıyla evlenir, eve üvey anne gelir hep. Peki hiç mi baba ölmez masalda? Ölse de anne neden 2.kez evlenmez?

Pamuk prenses evi temizler, 7 cüceler işe gider, prensesler her daim güzel dans eder, eski elbisesiyle güzel olduğu asla fark edilmeyen prensesin hep bir mucize ye mi ihtiyacı vardır?

Neler neler okuduk, ne güzel masallarla büyüdük...

Sonra yavaş yavaş güzel olmanın en önemli mesele haline gelmesine şaşırdık. Herkesin estetik yarışında olmasını önce yerdik, sonra bizde kendimizde kusurlar bulmaya başladık.

“Yuvayı dişi kuş yapar.” dedik. Didindik de didindik. Temizlikler, sıcak yemekler, evi mis gibi görmek isterken, karısı da star gibi parlasın isteyen eşler. Çocuğun büyümesi, bakımı, eğitimi... “Tüm sorumluluk anneye verilmeli” Baba arada oynatsın, hafta sonu parka çıkarsın, yemeği o yediremez ama dondurmayı kesin o alsın.

Yaz geldi... İş yerinde kadınlar kıyafetine dikkat etsin. Etek boyu önemli, aman dekolte giyilmesin. Erkek iş arkadaşlarımızı tedirgin etmeyelim.

Dizilerde konu “sadakatsizlik” Kusursuz kadınlar aldatılıyor. İşinde, evinde başarılı, güzel ve bakımlı kadınlar çok sevdikleri “iyi” baba tarafından aldatılıyor.

Ama bilin bakalım biz ne tartışıyoruz? Bu adamlar kendilerini yetersiz hissettiği için mi aldattı? Kadın adamı ezdi mi? Kadının kocasına hiç ihtiyacı olmadığı için adam kendini güçlü hissetmek mi istedi?

Ama kadın başka bir adama aşık olmaya kalkınca. “Aaa hiç yakıştı mı bir anneye?”

Affedersiniz de biz ne istiyoruz?

Yani kadınlar olarak bile kadınları yererken. Biz bile hemcinsimizi suçlamak için yer ararken ne istiyoruz? Mesela aldatılan kadın çocukları için affetsin istiyoruz. Tek bir “Tokat” için yuva yıkılmasın. Kadın evinin kadını olsun. Adam da adamlığını yapsın.

Ne bunlar? Neden çocukluktan beri kadınların ne yapması gerektiğine birileri karar veriyor? Eğer bizim düşünme yetimiz yoksa neden beynimiz var?

Artık hepimiz, tüm kadınlar şöyle diyelim. “Ben kadınım, düşünüyorum, hissediyorum, hayal ediyorum... O yüzden kendime göre yaşayabilirim. Benim için iyi olana ben karar veririm.

Her şey için sadece kendime teşekkür ederim.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.