CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Mart'taki yerel seçimlerin ardından genel başkanlık yarışı olup olmayacağı konusunda, "Önce şu seçimleri bir halledelim, ondan sonra Allah kerim" dedi.

Habertürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir'e konuşan Kılıçdaroğlu söyleşisi şöyle:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Aydın'da düzenledikleri ortak mitingi izlemek üzere Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine Habertürk ekibi olarak Aydın'a gittik. Gündemde çok konu vardı. Bu konuları Ankara-İstanbul yolunda özel uçakta Kılıçdaroğlu'na sordum. CHP Lideri, Habertürk TV’de katıldığı programda, YPG terör örgütünü meşrulaştıracak bir ifade kullanmadığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin sözlerini çarpıttığını iddia etti.. 

ERDOĞAN VE BAHÇELİ’YE YPG YANITI

"Bize mi saldıracak" diye bir cümle kullanmadım ama alıyorlar kendilerine göre çarpıtıyorlar, kendilerine göre kullanıyorlar. Tabi ahlak yoksunu bir siyasetçi bunu yapar. Benim öyle bir cümlem zaten yok. Kaldı ki şunu düşünmek lazım. Düne kadar bunlar beraber yürümüyorlar mıydı. Düne kadar Salih Müslim'le bunlar kol kola gezmiyorlar mıydı? Şimdi kalkmış beni suçluyorlar.Onlara sadece şunu sormak isterim. PKK hangi genel başkana saldırdı. Bana saldırdı. Türkiye'nin gücünün farkında değiller. Türkiye bölgesinin en güçlü ülkesidir. YPG, PKK ne oluyor ya? Türkiye, vurdu mu yerinde ot bitmez. Korkuyorlar mı bunlar? Ben Türkiye'nin bölgedeki gücüne inanan birisiyim. Türkiye güçlü bir ülke. Eğer YPG'ye karşı Türkiye'yi güçsüz olarak görüyorlarsa, 17 yılda oturup ülkeyi ne hale getirdiklerini düşünsünler. Hani 24 saatte gireceklerdi, Emevi Camii'nde namaz kılacaklardı. Ne oldu da birden bire korkar hale geldiniz? Herşeyi oturup sakin düşünmek lazım. Benim bir cümlemi alacaklar, cümleden birşeyler çıkarmaya çalışacaklar. Ne derlerse desinler. Ben bu ülkenin gücüne, bu ülkenin üretimine, bu ülkenin gelecekte çok daha güçlü olacağına inanan birisiyim. Bu ülkenin insanına güveniyorum. 

VATANDAŞLA İTTİFAK YAPIYORUZ 

Tam olarak söyleyeyim. İYİ Parti ile işbirliğimiz var. Görüşmelerimiz var. Saadet Partisi ile dirsek temasımız var. İki yerde Saadet Partisi'ne destek veriyoruz. İYİ Parti'ye destek veriyoruz. İYİ Parti de Cumhuriyet Halk Partisi'ne destek veriyor. Dolayısıyla biz sandıkta ittifakı savunuyoruz. Diğerleri ile işbirliği, dirsek teması ama sandıkta ittifak. Kiminle? Vatandaşlarla. Hangi vatandaşlarla? AK Parti'ye oy veren, HDP'ye oy veren vatandaşlarla. Diğer siyasi partilere oy veren vatandaşlarla ittifak yapacağız. Biz şunu söylüyoruz. Bir belediye başkanlığı seçimi var. 20 küsur yıldır İstanbul'u, Ankara'yı yönetiyorlar. İşte geldikleri nokta bu. Şimdi biz diyoruz ki, "Bu kentleri daha iyi yöneteceğiz, daha güzel yöneteceğiz." Efendim şu Türkmüş, şu Kürtmüş, şu Lazmış, şu Çerkezmiş, bunlar toplumu ayrıştırır. Bayrağı sahiplenen, vatanını sahiplenen, ülkesini sahiplenen herkesle biz beraber olacağız. Bu ülke hepimizin ülkesi. Bu ülkeyi birlikte kurduk. Birlikte büyüteceğiz. Birlikte üreteceğiz. Siyaseti, demokrasiyi birlikte geliştireceğiz. Biz bunu istiyoruz. Onlar ayrıştırıyorlar. Onlar bölüyorlar. Kürttü, Türktü, Lazdı, Çerkezdi, Arnavuttu, Romandı. Niye ayrıştırıyorsun, niye bölüyorsun. Bütün bunlar Türkiye'nin zenginliğidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "HDP'ye oy verenlere terörist demedim" dedi. Bu bir düzeltme mi?

Bir düzeltme tabi. Sadece HDP'ye oy verenlere değil yani. Hal esnafını, pazarcıyı da terörist ilan etti. Bakmayın Erdoğan bugün böyle söyler, yarın başka bir şey söyler. Biz nerede, neyi söylediysek her zaman söylediğimizin arkasında durduk. Yanlış bir şey yapmadık. Doğruların arkasında olduk. 

ANKETLERE GÜVENİYOR MU?

Biz sokağa güveniyoruz. Sokaktaki vatandaşın ilgisine güveniyoruz. Bakıyoruz, vatandaş ilgi gösteriyor mu, göstermiyor mu? Bir de şu var. Gerçekten bizim belediye başkan adaylarımız, son derece düzgün, iyi insanlar, vatandaşları ayırmıyor bölmüyor. Şu şöyledir, bu böylediler demiyor. Herkese hizmet götürmeyi görev olarak kabul eden arkadaşlarımız. Bursa'ya bakın. Kaç yıldır yönetiyorlar. Bursa bir beton ormanına döndü. İstanbul'a bakın yeşil alan kalmadı. Ankara'ya bakın bir köy gibi. Başkent burası. Antalya, Adana, Mersin, tüm bunları alacağı. Göreceksiniz, Türkiye'ye nefes aldıracağız. Ankara'yı ve İstanbul'u alacağız zaten. Ekrem Bey, Türkiye'nin en büyük metropolünde gerçekten de saygı duyulan bir belediye başkan adayı olarak öne çıktı. Arkasında bir başarı var. Mansur Yavaş, Beypazarı'nı Ankara'dan daha fazla tanıttı. Bütün Türkiye'ye tanıttı. Şimdi Ankara'yı marka bir kent yapacak. Cumhuriyetin başkenti haline getirecek. Bizim belediye başkanlarımızın görev yaptığı yerlerde vatandaşlar oralara gelerek nefes alıyorlar. Biz bütün İstanbul'u yönettiğimiz ilçe belediyeleri gibi yapmak istiyoruz. 

"ŞİŞLİ'Yİ ALACAĞIZ"

Şişli meselesi çok tartışılıyor. Mustafa Sarıgül, Şişli'de kaybetmenize yol açar mı?
Şişli'yi alacağız. Şişli'de CHP güçlüdür. Şişli sakinlerinin doğru tercih yapacaklarına inanıyorum. 

İYİ PARTİ İLE ORTAK MİTİNGLER

İYİ Parti ile ittifak gayet güzel. Onların adaylarının olduğu yerlerde bizim adaylarımız yok. Bizim adaylarımızın olduğu yerlerde onlar aday çıkarmadılar. Bazı yerlerde düşünerek aday çıkardık. Bazı il ve ilçelerde birlikte belli bir rekabet içinde seçime gidiyoruz. Saygı içinde gidiyoruz. Birbirimizi karalamadan gidiyoruz. Projelerimizi öne çıkararak vatandaşın önüne çıkmayı, vatandaşın oyunu istiyoruz. Birbirimizin aleyhine bir şey söylemeden bir proje yarışı yapıyorsunuz.

İstanbul Ankara'da ortak miting olur mu?

Daha belli değil tabi ki onu arkadaşlar görüşüyorlar. Genel Başkan yardımcılarımız görüşüyorlar. Ortak miting talebi geldiğinde ortak mitingimizi yapıyoruz. Denizli'yi, Balıkesir'i, Manisa'yı İYİ Parti alacak. Biz, İYİ Parti'nin de büyük başarılar elde edeceğine inanıyoruz. 

"SEÇİM SONRASI ALLAH KERİM"

Seçim sonrasında bir genel başkanlık yarışı bekliyor musunuz?

Önce şu seçimleri bir halledelim, ondan sonra Allah kerim. Seçimleri alacağız, büyük başarılar elde edeceğiz. Bundan hiç kimsenin en ufak bir endişesi olmasın. Şu anda geçmişte yaptığımız tartışmaları bir tarafa bıraktık. Hep birlikte seçimleri kazanmak için çalışıyoruz.

Başarı kriteriniz nedir?

Başarı dediğiniz nedir yani. İstanbul'u almak, Ankara'yı almak, Adana'yı almak, Mersin'i almak, Bursa'yı almak. Bunlar bizim için başarıdır.

Hepsini birden mi?

Türkiye'nin en büyük metropollerinde söz sahibi olmak istiyoruz. Türkiye'nin en büyük metropollerini dünyanın diğer metropolleri ile yarışır hale getirmek istiyoruz. Bütçelerini kullanırken, parasını kullanırken, metropoldeki vatandaşa hesap vermesini istiyoruz. 

"HASEKİ YÖNETMEYECEK"

Ankara ve İstanbul, ikisini de kazanacağız. En ufak bir endişem yok. İthal adaylarla büyük kentler yönetilemez. Sayın Özhaseki, sayın Mansur Yavaş'la televizyona çıkmak için Sayın Cumhurbaşkanı'ndan izin alacağını söyledi. Ne demek bu. "Ankara'yı ben yönetmeyeceğim. Ankara'yı başkaları yönetecek. Ben sadece piyon konumunda olacağım. İzin verdikleri ölçüde ancak hareket edebilirim" diyor. Böyle bir kişinin, bu düşüncede olan bir kişinin Ankara'yı yönetme şansı yok. Tüm vatandaşlarımın bu gerçeği de bilmesi gerekiyor. 

YENİ CHP MODELİ

Aslında önemli bir süreci başlattık. Büyük ölçüde, büyükşehirlerin belediye başkan adaylarını daha önce o kentlerde başarı hikayesi olan arkadaşlardan seçtik. Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü'nü, beylerin düzü yaptı aslında. Şimdi o başarıyı bütün İstanbul'a getirmek istiyor, başarıyı sürdürmek istiyor. Nilüfer Bursa'da Mustafa Bozbey. Nilüfer'i Bursa'nın en önemli, en güzel ilçelerinden biri haline getirdi. Adana'da Seyhan Belediye başkanımız büyük başarılara imza attı. 

"MEYDANA FAZLA ÇIKMIYOR" ELEŞTİRİSİ

Önemli olan şu, bugüne kadar bize mesafeli olan veya bizi iyi tanımayan kitlelerle, sivil toplum örgütleriyle, kanat önderleriyle beraber oluyoruz. Toplantıların bizim açımızdan çok büyük önemi var. Bu toplantılarda bize soru soruyorlar ve bu sorulara cevap veriyoruz. Bir mitingde olduğu gibi genel başkan konuşuyor, sonra herkes dağılıyor ama burada öyle yapmıyoruz. Kanaat önderleriyle, sivil toplum örgütleri temsilcileriyle biraraya gelip sorulara da cevap veriyoruz. En azından tatmin olarak salondan ayrılmış oluyorlar.