Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

ÇOCUK YETİŞTİRMEK

İyi ki artık herşeyin bir gurusu var, koçu var.

İş yapacaksın, iş koçu, zayıflamaya karar verdin kilo koçu. Her konuda fikir sahibi birileri var.

Bazısı komik gelse de, birçoğunun gerekli olduğunu düşünüyorum.

En beğendiğim ise çocuklara yönelik koçluklar. Anaokullarında bile davranış uzmanları var, ki bu şahane birşey.

Çocuk yetiştirmenin kolay olduğunu zanneden herkesin, aslında bunun bir insan yaratmak olduğunu anlaması yıllar aldı.

Bizler düşe kalka büyüdük, allaha emanet olarak.

Bizim zamanımızda koçluklar yoktu, terapistler yoktu.

Cıs, tü, kaka diye diye büyüttüler bizi.

Kötülükten değil elbet, bilmediklerinden. Ki yabancı okullar okumuş üniversiteler bitirmiş ebeveynlerim vardı.

O zamanlar bunu doğru biliyorlardı.

Mesela ben, ne zaman konuşmam gerektiğine bir türlü kestiremezdim bazı büyüklerimin yanında. Birkaç kez azarlanmıştım çünkü. Sus bakayım sen bilmezsin denilerek. Bilmediğin şeylere karışma, bilmeden konuşma, büyüklerin lafına karışma gibi uyarılar duydum hep. Bazen de fikrim saçma bulundu, “saçma saçma konuşma” dendi, azarlayan bakışlar atıldı.

Oysa bunlar çocuklara asla söylenmemesi gereken şeylerdi. Çocuğun konuşmasına izin vermek, fikrini güzelce ifade etmesine saygı duymak lazımdı.

Bizim neslimiz bunu bilmeyecek kadar eğitimsizdi.

Sırf bu yüzden, uzun yıllar nerede ne söylemem gerektiğini tartarak konuştum.

Yanlış birşey söylersem diye panik olarak.

Oysa pedagoglar olsaydı, çocuk eğitmenleri olsaydı bunlar olmazdı. Çekinmeden sözünü söyleyen çocuk olurdum. Onun yerine söylemek istediklerimi yuttum hep. Yanlış anlaşılır diye. Çocukluk ve ergenliğim böyle geçti.

Ne komikmiş aslında. Şimdi çok fazla açık sözlü olup kendimi tam da istediğim gibi ifade edebildiğim için şanslıyım. Kendimi bana öğretilen “sus sen bilmezsin” saçmalığından kurtarabildiğim için şanslı olanlardanım.

Annesinin eze eze büyüttüğü bir arkadaşım vardı okul yıllarında. Hep endişeyle yaklaşırdı, annesinin korkusundan. Kendi istediği gibi hamurunu yoğurup şekillendirmek istediği kızı için kararlar verirdi, onun bir birey olduğunu unutup.

Konuşmaya bile çekinirdi, sesini zor duyardık.

Çocuk yetiştirmek sanattı aslında. Sanatın eğitimini veren yoktu sadece.

Şimdi herşey çok daha kolay. Herkesin ulaşabileceği bir koç bir eğitmen mutlaka var. Biraz eğitiminiz ve aklınız varsa çocuğunuzu yanlış büyütemezsiniz.

Çocuk yetiştirmekteki en önemli şey, çocuğun kendini ifade etmesine izin verilmesi. Çocuk eğitmeni değilim evet, ama yanlış şeyler öğretilmiş bir çocuktum. Bazı yanlışlıkları üzerimden silkip atmak uzun zamanımı aldı.

Bildiğim en net bilgi, çocuğun konuşmasına izin verilmesi. Kendini ifade etmesine fırsat tanınması.

Saygısız asla değil, ama kendine güvenen çocuklar yetiştirin.

“Sus, konuşma” devirleri artık kapandı zira.

Önceki ve Sonraki Yazılar