DP Genel Başkanı Uysal'dan 15 Temmuz mesajı

DP Genel Başkanı Uysal'dan 15 Temmuz mesajı

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı

15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünün 1. yıldönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan Genel Başkan Uysal, Demokrat Parti teşkilatları ve yöneticileri olarak tüm Türkiye’de yine demokrasimize, cumhuriyetimize ve devletimize sahip çıkacaklarını belirterek şunları ifade etti:
 
“Bu hainler, Türkiye'nin dinamiklerine saldırmış, karşılarında da milletin kendisini bulmuştur”
 
“'Demokrasimizin en uzun günü' diye tabir edebileceğimiz 15 Temmuz'dan bugüne 1 yıl geçti. 15 Temmuz darbe teşebbüsü; Türkiye’nin siyasi yürüyüşünde iç politikada olduğu kadar, dış politikada da iklim değişikliğine yol açtı.
 
Tarihimizde pek çok kez yaşadığımız, millet nezdinde de boğulmuş bir hareket olan teşebbüs, 15 Temmuz darbe teşebbüsü, hepimizi derinden etkilemiş ve üzmüştür. Geçmişimizde de düşman namlularına alnını dayayan yüce milletimiz; bu sefer de devletinin üniformaları ve silahlarıyla beraber milletine kurşun sıkarak, milli iradenin mabedi diyebileceğimiz TBMM’yi, Özel Harekât Daire Başkanlığı’nı bombalayan, sokaklarda insanlarına silah sıkan, gözü dönmüş, robotlaşmış, insaniyet vasfından çıkmış bir hareketi, Allah’ın izniyle durdurmuştur. Bu hainler, Türkiye'nin dinamiklerine saldırmış, karşılarında da milletin kendisini bulmuştur.
 
“Türk siyasetinin tüm unsurlarının idrak tazelemeye ihtiyacı var”
 
Türk siyasetinin tüm unsurlarının; başta Cumhurbaşkanı ve AKP hükümetinden başlayarak bu FETÖ terör Örgütü'nün 'herkes tarafından bilinen' sır mahiyetindeki devleti ele geçirme girişimi ve 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrası bir idrak tazelemeye ihtiyacı vardır.
 
Bu yaşanan 'şer' teşebbüsü, bir anlamda Türkiye Cumhuriyeti Devleti, milleti ve demokrasisi için bir 'Rönesans' fırsatı olmuştu. Bizler de bu süreçte ayrılıkların bir kenara bırakılarak Türkiye'nin birliğini ve beraberliğini tahkim etmek üzere bir devlet, vatan ve beka meselesi olarak gördüğümüz bu noktada seçilmiş hükümetimizin ve Cumhurbaşkanımızın yanında olduğumuzu defalarca tekrar ettik.
 
Bu zaman dilimi içinde Demokrat Parti olarak geçmişimizden getirdiğimiz fikrimiz, inancımız ve vazgeçmediğimiz davamızın gereği olarak, bugün de darbelerin insanlığın, adaletin idamı olduğunu açık yüreklilikle ifade ettik. 15 Temmuz sonrası oluşan birlik ve beraberlik ikliminin devamı için siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, milletimize defalarca telkinlerde bulunduk.
 
Türkiye'nin iklim değişikliğine ihtiyacı olduğunu, Türkiye'nin yeni bir rotaya ihtiyacı olduğunu dile getirdik.
 
15 Temmuz sonrasında iktidar ve muhalefeti ile tabii bir şekilde oluşan ortak payda ve siyasi iklim maalesef dağıtıldı.
 
15 Temmuz FETÖ Darbe Teşebbüsü ve bu teşebbüs ile adli-siyasi zeminde mücadelenin, bir 'Milli Mutabakat' siyaseti olarak sürdürülmesi gerekmekteydi. FETÖ ile mücadelemiz hem yurtiçi hem de yurtdışında “milli mutabakat” zemininde götürülmemesinin Türkiye’ye karşı özellikle kimi ülkelerin tarihsel önyargı, kötü niyet ve FETÖ’nün yurtdışındaki propagandaları neticesinde yeteri kadar uluslararası kamuoylarına  maledilememesi zafiyeti ortaya çıkmıştır.
 
“FETÖ, Türk milletinden çalınmış evlatlarımızın zihnini cezaevlerinde yönetmeye devam etmektedir”
 
FETÖ’nün “mücadele azmini” yok etmeden bu mücadele kazanılmış sayılamaz. Diğer terör örgütleri tarafından cezaevlerinin bir “eğitim merkezi”ne dönüştürülmesine müsaade edildiği gibi, bugün de, mahkeme sürecinde üzülerek görüyoruz ki FETÖ, Türk milletinin çalınmış evlatlarımızın zihnini cezaevlerinde yönetmeye devam etmektedir.
 
Ancak mücadele süreci ilerledikçe OHAL kapsamı dışına çıkan KHK uygulamaları ve 16 Nisan referandum süreci başta olmak üzere; darbe teşebbüsü vesile edilerek muhalif düşünceye sahip olan kişilere ve kurumlara yönelik bir tehdit oluşturulmuş, onları sindirme manivelasına dönüştürme gayretleri ile karşı karşıya kalınmıştır.
 
Bugün artık her bir vatandaşımızın zihninde bir terör örgütü olarak tescillenmiş FETÖ adı koyulan örgütlenmenin bugüne kadar nasıl geldiğini de hep beraber sorgulamalıyız.
 
“Tüm siyasi parti ve liderler, FETÖ'nün yurtiçi ve uluslararası alanda propagandasını yaptığı 'tiyatro tezine' argüman üretmesine yol açacak söz ve tavırlardan kaçınmalıdır”
 
15 Temmuz FETÖ Darbe Teşebbüsü ile ilgili kamuoyunun zihninde halen pek çok boşluklar olmakla beraber, bu sorgulamayı yaparken 15 Temmuz Darbe teşebbüsünü yapan FETÖ'nün yurtiçi ve uluslararası alanda propagandasını yaptığı 'tiyatro tezine' argüman üretmesine yol açacak söz ve tavırlardan tüm siyasi parti ve liderler kaçınmalıdır.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümeti, başta OHAL uygulaması olmak üzere bu süreçle ilgili yeni ve derinden bir değerlendirme yapmalıdır. Demokratik süreçleri meşru zeminde işleterek OHAL enstrümanlarıyla AKP içi ve dışı muhalefet başta olmak üzere 'Disiplin' siyasetinden, demokrasi ve hukuki süreçleri işleterek, 'Birlik' siyasetine geçmelidir.
 
Bugün maalesef bir yanda demokrasinin askıya alındığı bir ortamda demokratik zemini yeniden ortaya çıkarmak zorundayız. Milletin iradesi ile şehitlerin kanı ile bu vatan bir bütün olarak tutulmuş ise bunun kıymetini hepimizin anlaması gerekir.
 
“Eninde sonunda kim ne suç işlemişse, kiminle cürüm ortağı olmuşsa hesabını verecektir”
 
İnancımız odur ki; Türk Milleti ve Devleti, bu altüst oluş sürecinden hamasetle değil; tekrar aklı, hukuku, bireyi merkeze alan bir idrak tazelemesi ile operasyona açık halden çıkacaktır. Bilesiniz ki eninde sonunda kim ne suç işlemişse, kiminle cürüm ortağı olmuşsa hesabını verecektir.
 
15 Temmuz gecesinden başlayarak meydanlarda “ekmeğimiz, aşımız” dediğimiz “demokrasi”ye sahip çıktığımız gibi FETÖ darbe teşebbüsünün 1. yıldönümünde de tüm Türkiye’de Demokrat Parti teşkilat ve yöneticileri; yine meydanlarda milletimizle beraber demokrasimize, cumhuriyetimize ve devletimize sahip çıkacaktır.
 
“Tüm demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyorum”
 
Milletin paralarıyla alınmış silahı millete doğrultan bu FETÖ mensuplarını bizler de milletimiz de tarih de asla affetmeyecektir. Yaşama aşkından vazgeçip kendilerini yaşatmaya adayan, vatan toprağının hamuruna karışan şehit Başbakanımız Adnan Menderes, O’nun bakanları Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu başta olmak üzere 15 Temmuz’da can veren tüm demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Geride kalan 15 Temmuz gazilerine sıhhat ve uzun ömürler diliyorum. Bu vesileyle cihanşümul bir iddianın sahibi medeniyet kurmuş, asırlar boyu yüzbinlerce şehit vermiş bir millet olarak yüce Türk Milleti’nin tüm şehitlerini eşit görmeli ve ayrıma tabi tutulduğu gibi bir zannın ortaya çıkmaması için de ayrıca hassasiyet gösterilmeliyiz.
 
Devletimiz umarım bir daha bu tür darbe teşebbüs ve felaketleri yaşamaz.” 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.