Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

Görev Tanımı

Diyeceklerim var.

Ne bu son olaylarla ilgili ne yakın zamanda olmuş olanlarla.

Tamamen genel gözlemim bu benim.

Ve öyle sanıyorum ki benim gibi düşünen çok fazla insan var.

Her konuda olduğu gibi hayvan meselesinde de bir politiklik var ki ben bundan hiç haz etmiyorum.

Hatta kan beynime çıkıyor. Ciddi ciddi sinirleniyorum.

Olacak şey değil ama herkesin derdi bir canım cicimlik.

İnanılır gibi değil ama öyle.

İlk örneğime dünkü basın açıklamasıyla başlıyorum.

Konya'da katliam olmuş, canımız fena halde yanmış. Uykusuz ve şiş gözlerle kalkıp gitmişiz. Açıklama yapılacağı noktadayız.

İki tane adam geldi hepimizi yardı geçti, en öne kuruldu. Öndeydim ve elimde pankartım var, önüme geçti ve utanmaksızın resim verdi.

Memleket Partisiymiş! Sizin yanınızdayız diyor, sözde!

Yanımdaysan olduğun yerde durursun. Niyetin ve tek derdin fotoğraf vermekse de tam olarak yaptığın gibi davranırsın.

Politikanız batsın!

Herkesin derdi kendisi.

İsim yapmanın, belki de marka olmanın peşinde.

Bir yerde bir olay oluyor, canlar yanıyor ve pek tabii ki olması gerekeni yapan, görevini icra eden insanlara bravo deniliyor alkış isteniyor.

Niye?

Görev tanımında ne varsa onu yapan insanlara neden alkış yapma ihtiyacı?

Bakın size bir basit örnek;

Yabancı bir şirkette, global bir yapıda çalıştım yıllarca.

Performans kriterlerimiz vardı.

Bekleneni karşılıyor

Beklenenin üzerinde

Beklenenin oldukça üzerinde

Beklenenin oldukça üzerine çıkarsanız alkış alıyordunuz. Çünkü siz görev tanımınızı aşmış koşuyorsunuz artık. Sizin yapmanız gerekmeyen şeyleri bile görev edinmişsiniz. Eh o zaman bir teşekkürü hak ediyorsunuz. Ancak bekleneni karşıladığımda hiç gelip teşekkür eden olmadı. Ne güzel çalıştın yine maaşımı hak ettin valla süpersin diyenlerim olmadı.

Bu mantıkla bakıyoruz ve örneklerimizi veriyoruz.

Bilmem kim belediye nasıl özveriyle çalışıyor

Şu belediye nasıl da güzel arayınca hemen geliyor

Bu belediye başkanı nasıl da güzel yolları süpürüyor

Acaba siz deli misiniz? Yoksa cahil mi?

Görevini yapan insanı neden övüp duruyorsunuz?

Cem Yılmaz' ın bir gösterisinde vardı. Her espriyi niye alkışlıyorsunuz ki, para verdiniz bana demişti. Sen kazak alınca kendini alkışlıyor musun, aferin bana ne güzel yaptım diyor musun?

Bakın, bu davranış şeklini hiçbir medeni ülkede göremezsiniz.

New York belediye başkanına gidip, başkanım sayenizde ne güzel bir şehir oldu bravo size diye konuşan birisini duyamazsınız.

Ne o yalakalık bekler, ne vatandaşı yalakalık yapmaya ihtiyaç duyar.

Şimdi gelelim hayvan derneklerine.

Yeter artık şov bitsin. Kuruluş amacınızın hakkını verin. Hayvan koruma derneği iseniz eğer ki kuruluş amacınıza hizmet edeceksiniz. Kimseden teşekkür beklemeyin, görevinizi yapıyorsunuz.

Kurtardığınız için alkış bekleyemezsiniz, kurtarmak için görevlisiniz.

Sizi alkışlayacak olanlar zaten size bağışlarıyla teşekkür etmiş oluyorlar.

Bazen bir derneğin yapmadıklarını yapıyorum, kimsenin de ruhu duymuyor. Niye bunu şova dönüştüreyim ki? Bir çok sahiplendirdiğim hayvanı bile paylaşmıyorum. Çok özel çok farklı bir hikayesi yoksa niye paylaşayım ki? Harikasınız, süpersiniz, müthişsiniz, aferin, bravo desinler diye mi?

Niyetiniz alkış almaksa buyrun sahne sizin, oynayın.

Haber kanalının amacı haberi vermektir, gazetecinin görevi doğruyu yazmaktır.

Ne güzel doğru haber veriyor bravo şu kanala diyor muyuz?

Kısacası görevini icra eden insana ekstra teşekkür edip övgülere boğmanın tek karşılığı şakşakçılık olarak bilinir, başka da tanımı yoktur.

Ne zaman ki bunun farkına varırız işte o zaman adam oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar