Sevdiye AKTEKİN

Sevdiye AKTEKİN

Hangi Okul?

2000’li yıllarda çocuklar doğarlar, evde bir süre aileleriyle vakit geçirirler ve okul çağları geldiğinde evlerine en yakın okulda eğitimlerine başlarlardı. O dönem ailelerin kolej tercihleri gerçek bir tercih oluyordu.

Ama günümüzde çocuğu okul çağına gelen her ebeveyni “Hangi okul?” telaşı sarıyor. Hayır hayır… Bunun nedeninin sadece günümüzün ailelerinin daha özenli olduğu ile ilgili olduğunu düşünmüyorum. Ne yazık ki eğitim sistemindeki aksaklıklarla ilgili.

Oğlu önümüzdeki yıl anaokuluna başlayacak bir anne olarak şimdiden bir telaş içerisindeyim. Türkiye’nin en büyük illerinden birinde İzmir’de yaşıyorum. Korkunç İzmir depremi sırasında hasar gören okullardan iki tanesi ilçemizde. İlçe merkezinde oturan çocukların birçoğunun eğitim kaydı otomatik olarak bu iki okuldan birine oluyor. Bu iki okul binasının da hasar görmesi sebebiyle çocuklar merkezdeki bir lisede eğitim görüyorlar. Lisenin öğrencileri de merkez dışındaki başka bir okula misafir oldular.

Üst üste olan bu sistemde sınıflar tabiri caizse tıka basa dolu. Özellikle birinci ve ikinci sınıf gibi temel öğrenim becerilerinin kazanıldığı sınıflarda bu oldukça büyük bir problem. Anlama zorluğu dışında, evinden ayrılıp, kalabalık bir ortamda kendine yer edinmeye çalışan çocukların, öğretmenle göz teması kurma şansı bile olmayabilir. Fark edilememek çocuklar için önemli bir başarısızlık sebebidir.

Devlet okullarındaki aksaklıklarla doğru orantılı bir şekilde İzmir deki kolej sayısında da artış oldu. Hatta öylesine bir artış ki artık kolejler devlet okulu gibi her mahallede. Hal böyle olunca hem eğitimin işleyişi hem de ulaşılabilirliğiyle ilgili olarak üst gelirli ailelerin tercihi kolejler. Peki orta ve alt gelirli aileler? Onlarda sisteme bir şekilde uyum sağlamaya başladı. Eskiden kadın erkek ikisinin de çalıştığı bir evde ekonomik olarak bir rahatlama oluyordu. Şimdilerde anne ya da babanın aylık kazancının biri okul ücreti olarak ayrılıyor. Bu durum ailelere normal gelmeye başladı çünkü zaten anne çalışabilmek için çocuğunu kreşe gönderirken de 4000 tl gibi bir ücreti her ay ödüyordu. Koleje geçince bunun üzerine eklediği birkaç bin onun için normalleşti.

Bu söylediğim çoğunlukla tek çocuğu olan ve kendi evlerinde yaşayan aileler için geçerli tabii ki. Daha çok çocuğu olan ya da ev kirasına yüzde yüz zam gelen aileler için değil. Kolejdeki öğretmen de devlet okullarındaki öğretmen de bu ülkenin üniversitelerinden mezun oldu. Biri diğerinden daha az donanımlı değil. Kolejin sahip olduğu ekstra donanımlar elbet ki var. Daha donanımlı bir eğitim binası, yüzme, resim, enstrüman dersleri gibi ekstra aktiviteler ya da çok dilli eğitim. Çocuğunu koleje göndermek için ekonomik gücü olan biri elbet gönderebilir. Ama çoğunluğu orta gelirli bir ülkede bu herkes için mümkün değil. Bu sebeple eğitim her çocuk için eşitlenmeli. Ekstra dil ve aktiviteler için aileler alternatif kurslar bulabilirler ama temel eğitim kesintiye uğramamalı.

Bu yıl alım gücü olarak her geçen gün zorlandığımız bu süreçte ailelerin gerçekten “tercih” ettikleri için okul değiştirmelerini diliyorum. 10 villalık bir siteyi 6 ay gibi bir süreye sığdıran müteahhitler gibi yıkılan okulların yenilerinin hızla yapılmasını diliyorum.

Atanamayan onca öğretmenimizin atanmasını. Sözleşmeli öğretmenlerle çocukların her yıl yeniden adapte olma süreci yaşamamasını. Öğretmen eksiği sebebiyle sınıfların 40 kişi olmamasını diliyorum. Her çocuğun KALİTELİ eğitim hakkı olduğuna inanıyorum.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.