Siyasette herkes konuşur ama çok azı gerçeği dile getirir.

Karşıyaka’da o gerçeği yüksek sesle söyleyen kişi bu defa AK Parti Karşıyaka Belediye Meclis Üyesi ve Grup Başkanvekili Hasan Ünal oldu.

Ünal’ın sözleri sadece bir muhalefet eleştirisi değil; Karşıyaka’nın içine düşürüldüğü mali, idari ve ahlaki çöküşün özeti niteliğinde.

Bugün Karşıyaka Belediyesi’nde yaşanan tablo, bir ideolojik tartışmanın değil, belediyeciliğin iflasının göstergesidir.

7 AYDIR MAAŞ ALAMAYAN İŞÇİLER, HURDAYA DÖNMÜŞ ARAÇLAR

Hasan Ünal’ın dile getirdiği ilk gerçek, işçi dramı.

Kent A.Ş. ve Personel A.Ş. çalışanlarının 7 aydır maaş alamadığı bir belediyeden bahsediyoruz.

Bir belediye işçisinin 6 bin, 9 bin lira gibi “avans kırıntılarıyla” ayakta kalmaya çalıştığı bir dönemdeyiz.

Evine ekmek götüremeyen, çocuğuna harçlık veremeyen emekçiler var; hem de Cumhuriyet’in kalbi sayılan Karşıyaka’da!

Peki bu belediyede para yok mu?

Var. Ama nereye gittiği belli değil.

İhaleler 7–8 katına yapılmış, araçlar hurdaya dönmüş, hizmet aksıyor.

Hasan Ünal haklı; bu artık basit bir yönetim zafiyeti değil, disiplin yitimidir.

4 MİLYAR TL BORÇ

Karşıyaka Belediyesi’nin borcu 4 milyar TL’ye dayanmış durumda.

Bu rakam, küçük bir kentin bütçesine denk.

Eskiden Karşıyaka Belediyesi’nin SGK’ya ve vergi dairelerine borcu yoktu.

Ama 2019’dan sonra tablo tersine döndü.

SGK borçları yapılandırma fırsatı varken reddedildi, mahkemeye gidildi, faiz bindi.

Sonuç: 1,5 milyar TL’lik kayıp.

Hasan Ünal’ın söylediği gibi, “yanlış düğme en başta iliklendi.”

Ve bugün Karşıyaka o hataların bedelini ödüyor.

ÇÖP DAĞLARI UTANÇ MANZARASI

İşçiler çalışamıyor, araçlar bozuk, sokaklar çöp dolu.

Ama yetkililer hâlâ “eylem nedeniyle çöpler birikti” bahanesine sığınıyor.

Oysa Hasan Ünal’ın dediği gibi, çöpler eylemden önce de birikiyordu.

Sebep; 12 yıldır aynı firmanın aldığı ama çalışmayan temizlik filosu.

Bu firmayla ilişkiler neden yıllardır sürüyor?

Kimin imzası, kimin çıkarı var?

İşte bunlar kamuoyunun duyması gereken sorular.

“TAŞIMA SUYLA DEĞİRMEN DÖNMEZ”

Hasan Ünal’ın en net cümlesi buydu:

“Bu belediyecilik değil. Taşıma suyla değirmen dönmez.”

Belediye maaş ödemek için kredi çekiyor.

Yani borçla borç kapatıyor.

Bugün krediyle maaş ödenir, yarın aynı kredi faiziyle belediye iflas eder.

Hasan Ünal bu tabloyu ortaya koyarken “çözüm” de söylüyor:

Mali disiplin, şeffaflık ve öncelikli hizmet.

Bu üçü olmadan Karşıyaka nefes alamaz.

KÜLTÜR MERKEZLERİ, ARAZİLER VE SATIŞ PLANLARI

Borç batağı derinleştikçe, yönetim çareyi taşınmaz satmakta buluyor.

Ziya Gökalp ve Bülent Ecevit Kültür Merkezleri, Alzheimer Merkezi, Mavişehir’deki 8,5 dönümlük araziler…

Hepsi satış listesinde.

Üstelik biçilen değerler komik düzeyde.

Hasan Ünal’ın buna “hayır” demesi, sadece muhalefet refleksi değil; Karşıyaka’nın geleceğine sahip çıkma duruşudur.

Bir belediye borç batağından çıkmak istiyorsa, halkın malını satmaz, güvenini kazanır.

EYLEM YAPAN MEMURA SÜRGÜN, KÖRFEZE KİMYASAL!

Hasan Ünal’ın konuşmasında bir başka çarpıcı nokta:

Eylem yapan memurların cezalandırılması.

Sosyal denge tazminatı alamayan memurlar öğle arasında sessiz eylem yapıyor, ardından sürülüyor.

Bu, demokrasiye değil otoriterliğe yakışır.

Bir yandan “emekten yanayız” diyenler, diğer yandan emekçiye ceza kesiyor.

İşte bu çelişki, İzmir’deki yönetim anlayışının özeti.

Körfez meselesine gelince…

Kimyasal kullanarak kokuyu bastırmak, doğayı zehirlemek demektir.

Balık ölümleri bunun en acı kanıtıdır.

Hasan Ünal’ın “İzmir’in beceriksizliğinin fotoğrafı” dediği şey, tam da budur.

ALEVİLİK ÜZERİNDEN SİYASET YAPILMAZ

Hasan Ünal’ın Alevilikle ilgili sözleri, inanç üzerinden siyaset yapanlara önemli bir ders niteliğinde:

“Alevilik bir siyasi kimlik değil, bir yaşam biçimidir.”

Bu cümle, ayrıştıran değil birleştiren bir bakış açısıdır.

Her inanç, her kimlik devletten eşit mesafede durmalı; hiçbir kurum, partinin arka bahçesi olmamalıdır.

Bu sözler, toplumsal barışa dair samimi bir çağrıdır.

Karşıyaka’da artık süslü kelimelere, makyajlı basın bültenlerine yer yok.

Gerçekler ortada:

Belediye borçlu, işçi mağdur, sokak kirli, yönetim yorgun.

Ama Hasan Ünal gibi isimler, bu tabloyu açıkça dile getirerek Karşıyaka’da bir vicdan sesi oluyor.

Siyasi kimliğinden bağımsız olarak, bugün Karşıyaka için en doğru sözü söyleyen kişi Hasan Ünal’dır.

Çünkü bazen bir kenti kurtarmak, parti çıkarını değil halkın çıkarını savunmakla başlar.