Pınar Yeşiltay Sevim

Pınar Yeşiltay Sevim

HAYDİ OYNAYALIM!

“ Oyun çocuğun en önemli işidir”

Uzun zamandır çocuklarla çalışıyorum ve gözlemliyorum ki çocuklar her türlü sevinci, mutluluğu olduğu gibi öfke, kızgınlık ve sorunlarını da oyun ile çok daha rahat ifade edebiliyorlar. Hatta gelişimlerini engelleyen ya da tehdit eden bir takım sorunlar yaşıyorlarsa bu bir şekilde oyunlarına yansıyor ve oyunlar aracılığı ile mevcut eksikliklerini ön plana çıkarıyor, gereksinimlerini gidermeye çalışıyorlar. Aslında bu durumun bir adı var “Oyun Terapisi”.

Oyun terapisi ile çocuklar kendi içlerinde yaşamakta oldukları dünyanın kapılarını mevcut dünyaya aralama fırsatı buluyorlar. Buradaki en hassas nokta ise aralanan o kapı boşluğundan görünenleri doğru yorumlayabilmek ve o dünyaya dahil olup çocuğun yönlendirdiği oyun dünyasındakileri aynalayarak yansıtabilmektir. Fakat çocuğun dünyasına dahil olabilmek her zaman sanıldığı gibi kolay değildir. Önce çocuğun size güvenmesi ve aranızda terapötik ittifak kurulması gerekir. Eğer çocuk sizin ona gerçek bir ilgi gösterdiğinizi hissederse sizinle aynı tarafta yer alır. İşte o zaman sizi kendi dünyasına dahil edecek ve kendini size açacaktır.

Oynanan her oyunda bir terapi süreci mevcut mudur?

Elbetteki oynanan her oyun ve oyuncağın altında bir sebep aramak doğru değildir. Çocuğun ev ortamında kendi kendine oynadığı oyun ile ittifak kurduğu bir terapistin oyun odasında oynanan oyun arasında fark vardır. Ancak çocuğun genel yönelimleri hakkında fikir sahibi olmak için ebeveynin ev ortamındaki gözlemleri de oldukça değerlidir. Ağırlıklı oynadığı oyunlar ve oyuncaklar, canlandırdığı karakterler, oyuncaklarla oluşturduğu sahneler ve söz konusu sahneye dair duygularının aile tarafından uzmana aktarımı da büyük önem taşımaktadır.

Peki Oyun Terapisi hangi durumlarda uygulanabilir?

Oyun terapisi kesinlikle bir oyun terapisti eşliğinde yapılmalıdır ve 2-12 yaş aralığındaki çocuklarda gözlemlenen her türlü travma, istismar ve sonrasında doğan davranış değişkiliklerinde uygulanabilmektedir. Alt ıslatma, tırnak yeme, kardeş kıskançlığı, kaygı bozuklukları, öfke, yeme bozuklukları, agresyon ve saldırganlık, özgül öğrenme güçlüğü, DEHB bozukluğu gibi yaygın durumlarda sıklıkla sonuç alınan bir terapi türüdür.

Aileler de eğitim alıp, çocukları ile oynayarak psiko - eğitimsel anlamda çocuklarını destekleyebilir. Bunun adına da Filial Terapi denmektedir. Filial terapinin ev ortamında ve ebeveyn eşliğinde uygulanabilmesi hem aile bağını güçlendirdiği gibi hem de çocuğun gelişiminin aile tarafından bizzat sağlanıyor olması ayrıca aile için haz verici olacaktır.

Ankara’daki devam etmekte olduğum oyun terapisi süpervizyon eğitim hocam saygıdeğer Psikoterapist Serhan DOĞAN çocuk sorunlarındaki aile faktörünü kastederek “Sorunlu çocuk yoktur, sorun yapılan çocuk vardır” demişti. Unutulmamalıdır ki çocuklarda meydana gelen her türlü değişikliğin mutlaka dışsal bir kaynağı vardır ve bu kaynak sıklıkla birinci derece ebeveyn ve yakınlardan beslenmektedir. Davranış değişikliğine götüren her nasıl dışsal bir kaynak ise davranışın düzelmesini sağlayacak olan da sorunun dışsallaştırılmasıdır. Sorunu dışsallaştırmanın en keyifli yolu da oyun ve oyuncaklarla çocuğun kendini ifade etmesine fırsat tanımak olur.

Sevgili anne ve babalar;

Eğer çocuğunuzda bir sorun olabilecek davranış değişikliği gözlemliyor iseniz, lütfen konuyu sümen altı etmeyiniz. Bırakın çocuğunuz oynayarak, oyun  ve oyuncakların tedavi edici büyülü dünyasından faydalansın. Eğer bu keyifli süreçte siz de çocuğunuzla birlikte yol almak isterseniz filial terapi ile ilgili eğitim alarak çocuğunuzla birlikte belki içinizdeki çocuğun da iyileşmesine vesile olabilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.