Hiç mütevazi olamam

Hiç mütevazi olamam.  Hele zerafet solumdan geçmez.

Ay tabii ki mütevazi olamam, ben paralel miyim ki. Zerafet de solumdan geçemez olsa olsa zarif bir kadın olurum. 

Şaka bir yana şu Türkçe'ye neler yapıyoruz allahaşkına.  Artık dayanamıyorum şu alçakgönüllü kelimesini büyük bir yüzde yanlış kullanıyor. Doğrusu mütevazı. ''İ'' ile biteni yanlış olanı , onu  yazıp durmayayım da  kafalar iyice karışmasın.   Ama 'i' ile biten aslında yanlış değil yani mütevazi diye bir kelime var ama anlamı paralel . Yani siz çok mütevazisiniz  dediğinizde aslında siz çok paralelsiniz diyorsunuz karşınızdakine. Ne mütevazısın diyeceğiz yani... 

Hele zarafet kelimesini  sanki söylerken daha kibar daha sosyetik olayım kaygısından zerafete dönüştürmüyorlar mı akıllara zarar.  Bir de herkez yapmıyor mu bu yanlışı. Hem yazarken hem söylerken.  Herkes, bu kelimenin doğrusu herkes. Diğeri yani yanlış olanın anlamı  her defasında demek. Lütfen dikkat edelim doğrusu herkes.

 Koca koca adamlar, kadınlar, doktor olmuşlar, öğretmen olmuşlar, avukat, siyasetçi, anne baba olmuşlar ama ayak izlerine bakmıyorlar. 

Dil, aklın ayak izleridir demiş Bacon. Dilinize ne kadar çok sahip çıkar, doğru konuşursanız bu sizin gelişmişliğinizi gösterir.  Çünkü insan konuşan bir hayvandır.  Farkımız olsun di mi. 

Koca koca adamlar kadınlar dedim ya. Koca koca işler yapıyor koca koca fikirler üretiyorlar ya. İşte bu insanlar konuşmaya başladıklarında dillerini doğru kullanmayı bilmiyorlarsa kendilerini sıfırlıyorlar. Düşünsenize, özel birisiyle görüşmeye gittiniz,  yemeğe gittiniz, alışverişe gittiniz, veli toplantısına gittiniz hatta çok önemli bir toplantıya gittiniz ve  bir baktınız karşınızdaki çok önemli kişi öyle bir konuşuyor ki. Sen sus gözlerin konuşsun desek yeridir.   Üstümüze başımıza gösterdiğimiz özeni ve dikkati dilimize de göstersek herşey hallolacak da.... Ah o özen ah o gayret yok mu.... 

Türkçe'yi doğru ve düzgün  kullanmak hiç de o kadar zor değil. Eğitimi var kaynak kitapları var siz yeter ki isteyin.  Ha bir de size 150 yıl yaşama vaadi var. Daha ne olsun. Şaka yapmıyorum gerçekten, doğru Türkçe konuşursanız 150 yıl yaşayabilirsiniz. Nasıl mı? 

Doğru Türkçe için doğru nefes gereklidir.  Hani şu diyafram nefesi yok mu her yerde duyduğumuz her yerde gördüğümüz ama  yüzde doksanımızın bilmediği. Kendisine ne yogalar ne terapiler ne alıştırmalar düzenlenen.  Deniz kenarında ormanda ağaçlar altında egzersizler yapılan, üstüne de paralar alınan diyafram nefesi yok mu işte kendisi bizlere 150 yıl bahşediyor. 

Şaka bir yana doğru nefes almak bir çok sağlık sorununu gerçekten ortadan kaldırmaya yardımcı oluyor. Bkz. Osman Müftüoğlu yazıları. 150 yıl yaşamak konusunu da söz başka bir yazımda uzun uzun anlatacağım. 

Dışarı çıkarken hazırlanma konusunda gösterdiğiniz özeni dilimizi konuşurken de gösterin. Kullandığınız kelimeler ve doğru telaffuz sizin aklınızın ayak izleridir. Ve insanlar bu ayak izlerinize bakarak sizi değerlendirir. Ve en önemlisi çocuklarınız sizin ayak izlerinizi takip edecek.  O yüzden lütfen siz de dönüp bakın ayak izleriniz nasıl diye...      

Not: Sadece başlığa bakıp beni eleştirenler lütfen yazımın tamamını okuyunuz ne dediğimi anlayacaksınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.