İstanbul ve ötesi! Arif Çayan yazdı...

İstanbul’da yapılan, daha doğrusu yenilen seçimin galibi CHP’nin daha doğrusu Millet İttifakının adayı Ekrem İmamoğlu, büyük bir farkla kazandı.

Öyle bir fark ki, oylar yeniden sayılsa değil, seçim yeniden tekrarlansa daha da artacak bir farkla kazandı.

Ekrem İmamoğlu’nun seçim çalışması Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden itibaren başladığı için, seçim yarışına rakibi, TBMM Başkanlığı koltuğunda oturan Binali Yıldırım’dan bir adım değil, bir boy önden başlamıştı.

İmamoğlu, seçim kararı alınınca, seçimde aday gösterilen çalışmaya başlayan bir aday değildi. Öncelikle bunun farkına varmak gerekiyor.

Bunu anlamak için İstanbul’un halen AK Parti tarafından yönetilen birçok ilçesinde Ekrem İmamoğlu’nun aldığı kişisel oylara bakmak yeterli.

Siyaset uzmanlarının dediği gibi yerel seçimler partilerin yarıştığı değil, adayların yarıştığı seçimlerdir. Seçimden günler, aylar değil yıllar öncesinden yerel seçim çalışmasının ismini kullanmadan, ilmek ilmek kendisini tanıtan, kendisini anlatan, kendisini sevdiren aday, tıpkı İmamoğlu gibi çıkar, oyları toplar ve seçimi kazanır, kazandırır.

Bakınız, İstanbul seçimlerinde Millet İttifakı’nın ortakları olan 4 partinin siyasi liderine hiçbir yerde toplu miting, konuşma, gösteri vs yaptı mı?

Yapmadı!

Neden, çünkü İmamoğlu’nun geçmişte başlayan ve adım adım geldiği yerde kendilerine ne söz hakkı vardı, ne de yer.

İmamoğlu, yürüyüşünün sonuna gelmişken ‘Ben ve ekibim bu işi yapacağız, partiler sadece kendi üyelerine sahip çıksın’ dercesine seçim çalışmasını tek başına yürüttü.

Hiçbir partinin genel başkanının şemsiyesine girmeden, bütün ittifak partisi üyelerinin deştiğini hissederek.

Ona kalan, her hangi bir parti üyesi olmayan vatandaşlara kendisini anlatmaktı ki,  bunu da Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden itibaren yapmaya başladı.

Hani birileri diyor ya, proje başkan adayı diye.

Evet haklılar.

Eğer bir yerel seçime giriyorsanız, sizin aday göstereceğiniz kişi damdan düşer gibi olmamalı, o şehirde bilinmeli, o ilçede yaşamalı, o şehirde yatıp, uyanmalı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  siyasi geçmişini anlattığında İstanbul seçimlerini şok eden zaferle kazandığında anlattıklarını dinleyin ne demek istediğimi, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul zaferini daha iyi anlarsınız.

Gelelim madalyonun bir de diğer tarafına.

Bu seçimleri Türk siyasi tarihinde bir dönüşüm olarak görenler var.

Onlarla aynı fikirde değilim. Nedeni ise bunun yerel seçim olması.

Mesela Ekrem İmamoğlu’nu, geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakı adayı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimine girdiğini düşünün ve ne demek istediğimi anlarsınız.

Her seçimin asıl kazanın parti olarak,  isim olarak farklı da olsa Türkiye’dir, demokrasidir.

İstanbul ve ötesi.

İstanbul seçimleri, Türkiye’de siyasetin değil,  siyasetçilerin önemli olduğu ve tartışıldığı dönemi de beraberinde başlattı.

Siyasetçilerin seçim döneminde ortaya çıkan değil, seçimden yıllar önce çalışmaya başlayan uzun siyaset döneminin önemi gösterdi.

Yani olağanüstü bir şey olmadığı takdir de, siyaset partiler ve siyasetçiler, 2023 seçimleri için adaylarını şimdine gizli olarak belirlemeli ve çalışmalara başlamalı.

Bunu yapabilen ister ittifaklı,  ister ittifaksız kazanmaya bir tık daha yakındır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.