İyi Bildiğimiz Kötü: Antibiyotik!

İki hafta önceydi. Hafiften üşütmüşüm. Mevsim değişimi olarak, doğal olarak, her insan gibi. Bir iki gün dinlenemedim ama direndim.  Sonra o geçmiş yıllarda olan ateş yükselmesine bağlı,  titremeler başlayınca doktorluk olduğuma karar verdim.

Aile Hekimimize gittim.  

Boğazıma baktı, sırtımda ciğerlerimi dinledi.

Bir gargara, bir soğuk algınlığı, bir de öksürük sökücü ilaç verdi.

Oysa ben kendimi geçmiş sonbahar ve kışlarda olduğu gibi 500’lük, 1000’lik antibiyotiğe göre hazırlamıştım.

Antibiyotik alışkanlığım yoktu. Ama doktorlar yazınca alıyordum. İlaç ağır geliyordu ama üç günde,  kendime getiriyordu.

Antibiyotiksiz ilk soğuk algınlığı tedavimdi.

İlaçları günü gününe,  saati saatine aldım.

Sonuçta, 3 gün de kendime gelmedim ama 5 günde argo tabirle kuyruğu doğrulttum.

Antibiyotik kullandığım günlerdeki gibi, kullanım esnasında veya sonrasında ekstra sağlık sorunları yaşamadan.

Eskiden çok nadirde olsa, ‘Antibiyotik yazmayalım, zararları çok’ diyen doktorlar da olurdu.

Şimdilerde,  yazmamak ilk tedbir olmuş.

Antibiyotik ’in bilimsel zararları, ishal olmak,  bağışık sisteminin çökmesi,  obezite, alerji, börek yetmezliği,  karaciğer fonksiyonlarının bozulması olduğu gerçeğini de okuyunca.

İyi de artık doktorlar, leblebi şekeri gibi antibiyotik yazmıyorlar dedim.

Üç günde kalkıp, bu zararları düşünmektense,  beş günde kalkıp sağlıklı yaşamaya devam etmeyi tercih ederim.

Siz de öle yapın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.