Pınar Yeşiltay Sevim

Pınar Yeşiltay Sevim

KADINLARIN GÜCÜ ADINA

“Zordur bu coğrafyada kadın olmak…” diye başlayan onlarca yazı okuduk, yüzlerce filme konu oldu Anadolu topraklarında kadın olmak, pek çok sosyal araştırmaya konu edildi, araştırıldı ve hala da araştırılmakta. Sadece zor diye nitelendiriyoruz… Sonu hep üç nokta ile biten, hatta hiç bitmeyen ve her daim devam eden bir kısır döngünün içinde her 8 Mart öncesi “KADIN” kavramının içini doldurmak için etkinlikler planlıyor, yazıyor çiziyor konuşuyoruz. 

ekran-resmi-2019-03-03-14.13.43.png

Her tarih gibi 8 Mart geçiyor ardından yine kadını ötekileştiren, sıradanlaştıran, itibarsızlaştıran uygulama, eylem ve söylemlerle devam ediyoruz kadının üzerinden siyaset yapmaya. Buradaki siyaset söylemim salt ülke yönetimine ilişkin siyaset değil aslında “İnsan ilişkilerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış” olarak kabul ediyorum metaforik anlamda.

Kız bebek olarak doğmak, kız çocuğu olmak, genç kızlık yolculuğunda yol almak ve kadın olmak şeklinde süregelen gelişim aşamasının  en zor en meşakkatli yolculuğu hangisidir diyecek olursanız bana göre hepsi ve dahası aslında… Eş olmak, anne olmak, iş kadını olmak, ev hanımlığı yapmak. Hepsi ayrı zor, ayrı meşakkatli ama aynı zamanda çok da kıymetli ve keyifli.

Güven veren bir ailede sevgi ile büyütülen ve özel olduğu hissetirilen bir kız çocuğunun ilerideki ilişkilerinin ve anneliğinin de güvenli ve sağlıklı olacağını öngörmek yanlış olmayacaktır. Özellikle okul öncesi çağda bir kız çocuğuna yüklenen roller onun geleceğini büyük ölçüde etkilemekte, rol model aldığı bireyler (anne, kardeş, öğretmen…) ile kurduğu ilişki biçimini ileride kendi ailesinde güncelleyerek sergilemektedir.

Çocukluktan ergenliğe evrilirken ise dış çevre öncelik haline gelmekte ve sosyo-kültürel çevre kadının bireyselleşmesi, sosyalleşmesi ya da ötekileşmesinin ilk adımını oluşturmakta. Ailesi tarafından sevilen, güvenlik algısı zedelenmemiş ve değer gören bir genç kızın bu süreci zorlanmadan ve sağlıklı atlatması daha kolay olacaktır. Ancak benlik ve güven duygusu zedelenmiş, travmatik çocukluk örüntüleri yaşayan bir kız çocuğunun ergenliğinde doğru kararlar verebilmesi zor olabilmektedir.

Çocukluk ve ergenlik dönemini takip eden kariyer hayatı konu kadın olunca çok daha zordur. “Ne zaman evlenmeyi planladığı?”, “Yakın zamanda çocuk yapıp yapmayacağı”na kadar pek çok mahrem soruya maruz kalır iş başvurularında ya da terfi toplantılarında. Yetmezmiş gibi erkek ağırlıklı çalışma hayatında mobbingin, taciz girişimlerinin öznesi konumunda görülmekte ve çalışma hayatında sadece kadın olup doğurma ihtimali bulunduğu için belki de çok daha nitelikli ve yeterli olmasına rağmen tercih edilmemektedir.

Kadın nasıl bir çocukluk yaşamış olursa olsun, tüm yaşanmışlık ve cinsiyet ayrımcılığına maruz kalmasına rağmen ayakta durmak ve güçlü olmak zorundadır çünkü kendisi de ileride toplumu şekillendirecek çocukları yetiştirecek ve rol model olacaktır. Kız ya da erkek cinsiyeti her ne olursa olsun “Kadına saygı duyan” bireylerin yetişmesi ve mevcut algının  kırılarak “bu coğrafyada kadın olmak zordur” bakış açısını değiştirerek kadına değer verecek olan nesillerin yetişmesi yine her ne kadar zor olsa da öncelikle kadına-anneye bağlıdır. Bu nedenle kadının her şeyden önce çokça okuması, eğitimini aksatmadan alması, sürekli kendini geliştirmesi ve ekonomik anlamda kendi ayakları üzerinde durabiliyor olması şarttır. Kadının mücadele gücü ile aşamayacağı hiç bir güçlük olamayacağı kanısındayım. 

Şahsen  bazı imkansızlıkları fırsata çevirmeye and içmiş, ailesinde okuyan ilk kız çocuğu olarak tarihe geçen ve sürekli okuyup gelişim göstermek için mücadele veren biri olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü elbette çok anlamlı buluyor ancak bir güne sığdırılıp, sadece kırmızı karanfil dağıtılan bir gün olarak nitelendirilmesine de çok kızdığımı bildirmek istiyorum.

Toplumda güçlü kadınların sayısının artması için mücadele veren pek çok kadın derneği, sivil toplum kuruluşu var. Kadın girişimciliğine öncelik veren grup ve platformlar var. Kadının yeter ki var olmak, üretmek istesin başaramayacağı hiç bir şey olmayacağını gösteren onlarca örnek vaka var. Ben de diyorum ki; Ey kadınlar gücünüzü fark edin!

Kadınların Gücü Adına…

Pınar Yeşiltay Sevim

@Okuyananne
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.