Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

KENDİNİZİ SEVİYOR MUSUNUZ?

Siz de eşyaları saklayanlardan mısınız?

Aman eskimesin aman bozulmasın diye kullanmıyor musunuz?

Oturma odanız da vardır sizin o zaman. Oturma odasında oturur oturur, ne zaman ki misafir gelecek salonun kapılarını açarsınız. Güzel güzel döşediğiniz o zevkli salonun keyfini misafirden misafire sürersiniz. Yazık size. 

Çünkü kendiniz için değil başkaları için yaşıyorsunuz. 

Oturma odası kavramı anlamakta zorlandığım bana uzak bir kavram. 

Bizim evimizde yoktu. Olsaydı mutlaka salona girmek için deli olurdum. Kendi evimizde giremediğim bir kapalı kapının ardı beni deli ederdi muhtemelen. 

Biz sevmeyiz evimizin orasını burasını kapatmayı. 

Ev içinde yaşamak içindir. Tadını çıkarıp keyifle kullanmadıktan sonra kapalı kalan salonun bana ne faydası olabilir ki?

Misafir görsün, başkaları beğensin diye saklanan hiç kullanılmamış eşyaları vardır insanların. 

Bayramlık elbise alır gibi alırlar, bir daha da kullanmazlar. Bir dahaki bayramı beklerler. 

Çekmeceler pamuklara sarılmış saklanmış kazaklarla doludur. 

Özel bir yere giderken giyilmeyi beklerler. O özel yer bazen senelerce gelmez. Kazaklara da hiç sıra gelmez. 

Mutfak dolapları, misafir bekleyen mükemmel tabaklarla kaplıdır. İçiniz gider kullanmak için ama kullanmazsınız. Misafiri beklersiniz. 

Bir deprem olur ve misafiri bekleyen tabakların yerden  kırıklarını toplarsınız. 

Sakladığınız parfümler, modası çoktan geçmiş yaşlanan kıyafetler, paketi bile açılmamış eşyalar. Kaçırdığınız hayatın sembolleri değil mi?

Bir arkadaşım saçlarını yaptırıp geldiğinde ona şu soruyu sormuşlardı ; kocan seyahatten döndü galiba saçlar yapılmış?

Kocası seyahatten dönmemişti, saçını da kendi canı istediği için, kendisi için yaptırmıştı. 

Bana da çok sık sorarlar, hayırdır nereye? süslenmişsin?  Kendime diye cevap veririm de genelde anlatamam. 

Hayatta sahip olduğunuz herşeyi kendiniz için kullanmayı öğrenmek ne kadar zor?

Başkaları için değil ama kendiniz için yaşamayı neden başaramıyorsunuz?

Herşeyi kendiniz için yapmayı öğrenene kadar özgür sayılmazsınız. 

Zira sürekli birileri için birşeyler yapıyorsanız kendinizi sevdiğinizi söyleyemezsiniz. 

Kendinizi sevin, takdir edin, saygı duyun. Önce siz geliyorsunuz çünkü. 

Ne eşiniz, ne dostunuz ne komşunuz ne akrabalarınız ne de arkadaşlarınız. 

Kendinizi sevmeye başlarsanız eğer, güzelce döşenmiş salonu da, dolaplarda sakladığınız kıyafetleri de büyük bir keyifle giyersiniz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar