Koltuklar mı önemli, ilkeler mi?
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Meclis Üyesi Eşref Çakır, sosyal medya hesabından yaptığı sert açıklamayla partisinin son dönemdeki yönetim anlayışını hedef aldı.
Arif Çayan Yazdı - Çakır’ın satır aralarındaki en sert mesaj, bir cümlede gizliydi:
“Kişiler geçici, partinin ilkeleri kalıcıdır.”
Bu söz, İzmir’in sokaklarında yankılanan bir sorgudur.
Ne yazık ki son dönemde partinin ön cephesine çıkan bazı isimler - isim vermeye gerek yok, zaten herkes biliyor - partinin ilke ve değerlerini birer pazarlık unsuru gibi kullanıyor.
Koltuk, mevki, milletvekilliği ya da gölge bakanlık unvanları uğruna örgütü yok sayan bir anlayış egemen oldu.
Ve en acısı ne biliyor musunuz?
Bu anlayış, partinin en güçlü olduğu şehirde bile halkla arasına bir duvar örmeye başladı.

İZMİR’DE CHP’NİN RUHU YORGUN
Bir zamanlar “örgüt” denilince İzmir’de akan sular dururdu.
İl başkanından mahalle temsilcisine kadar herkes aynı ruha, aynı heyecana sahipti.
Bugün o ruh sanki küsmüş gibi.
Çünkü yukarıda konuşanlar, aşağıda dinleyenlerin sesini duymuyor.
Çünkü örgüt, tabanın değil, tavanın cümleleriyle yönetiliyor.
Eşref Çakır’ın bu çıkışı, o sessizliğe düşen bir taş gibi.
Ve biliyoruz ki bu taş, sadece bir paylaşım değil; bir uyarıdır, bir hatırlatmadır, bir isyandır.
Gerçek sosyal demokratlar makam değil, mücadele seçer
CHP’nin tarihi, makam uğruna eğilenlerin değil, mücadele uğruna bedel ödeyenlerin tarihidir.
Bugün bu partide “makam” kelimesi “mücadele”nin önüne geçiyorsa, bir yerde yanlış gidiyor demektir.
Gerçek bir sosyal demokrat, görevi değil görevi uğruna verdiği sözü önemser.
Eşref Çakır’ın dediği gibi:
“Gerçek bir sosyal demokrat, makam değil, mücadeleye hizmet eder.”
Bu söz sadece partiye değil, Türkiye siyasetinin tamamına bir aynadır.
Çünkü artık toplum, kimin ne dediğine değil, kimin neyi yaşattığına bakıyor.
Son söz: Partinin ruhu hâlâ orada, yeter ki duysunlar
CHP İzmir’in yıllardır süregelen birikimi, bir kişinin, iki gölge ismin ya da bir grup çıkar hesabının tekelinde değildir.
Bu parti, Atatürk’ün partisi…
Ve bu parti, kişisel hesaplarla değil, ortak akılla, halkın sesiyle var olabilir.
Eşref Çakır belki bir isyan etti, ama o isyan aslında partiyi yeniden silkelenmeye davet eden bir çan sesi gibidir.
Kimbilir, belki bu çan artık “uyan İzmir” demek içindir.


Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.