Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

PARAN KADAR KAHVE

Parayla saadet olmaz diyemem. Saadetten beklentinize göre değişir ancak yüksek oranda, olur diyebilirim.

Bir kere harcadığınız para oranında saygı görürsünüz. Elimizdeki en net veri bu.

Örneğin kredi kartınıza bile harcadığınız oranda “ilgi” tanımlanır.

Bankanızı iyi besliyorsanız eğer ki, ne işe yaradığı asla belli olmayan banka kart ücretini ödemezsiniz. Çok para harcayınca ayrıcalık tanınmış olur.

Bir mağazaya girdiğinizde, yine harcadığınız para miktarı kadar ilgi görürsünüz. Az harcıyorsanız az ilgi, orta harcamaya orta ve yüksek harcamaya yüksek ilgi gösterilir. Girdiğinizde bazı müşterilere kahve ikramı yapıldığını görürsünüz. Ezikmiyim, bana neden yok diye düşünmeyin. Ezik değil ancak paranız kadar önemlisiniz. Havyar şampanya değil alt tarafı kahve diyeceksiniz ama, o anda kahve bir statü göstergesi. Çıkıp köşedeki pastanede alasını içersiniz belki ama mağazada ikram edilince kendinizi komşu ülke başbakanı gibi hissettirir size.

Paranız varsa adam yerine konulursunuz. Öyledir.

Değer de çok görürsünüz.

Herhangi bir yerde müşteri iseniz, sizden çok daha fazla harcama yapan birinin yanında esameniz okunmaz.

Size verilen, daha doğrusu verilmeyen değeri içeri girdiğiniz anda hissedersiniz.

Bazı gelişmemiş mekan patronları bunu suratınıza açıkça söylemekten çekinmezler üstelik. Harcadığınız para kadar değer görmek.

Yine de umut verici olan, her müşterisine aynı oranda değerli hissettiren kurumların olması.

Örneğin, benim çalıştığım global yapıda, herkese eşit davranılması gerektiği senelerdir her eğitimde kafamıza çakıldı.

Yüz lira kazandığına cevap vermeyip, yüz milyon kazandığına cevap vermek öğrendiklerimiz arasında yok.

Herkese eşit derecede saygı ve ilgi dağıtmak.

“sen benim kim olduğumu biliyormusun” tarzı aşırı kompleksli davranışları hiç sevmediğim için, ben her konuda global yapıları tercih ederim bu yüzden.

Vakko mu Zara mı desen, ben Zara derim. Çünkü Zara globaldir ve herkes orada eşittir. Vakko ise harcadığın kadar kahve ikram edilen yerdir.

Yaklaşımı, bakış açısını sevmediğim için, Zara’yı tercih ederim.

Harcadığınız para oranında yer bulursunuz gittiğiniz restoranda.

Paran kadar konuş dedikleri işte budur.

Hizmet aldığınız bir yerden cevap beklersiniz ancak sizden daha çok iş verip, para kazandıran kişiye gidip yanıt verirler.

Ne kadar para o kadar hizmet.

Tüm bunlardan yola çıkarak diyebilirim ki, parayla saadet olur.

Parayı seller gibi değil ama belli bir oranda harcayabiliyorsanız eğer, o zaman global yapıları tercih etmelisiniz. Size hiç gibi değil ama herkes gibi davranan müşteri odaklı firmaları.

Parayı kaygısızca harcıyorsanız da, size sadece paranız için kahve ikram ettiklerini unutmadan için kahvenizi.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar