“PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI REJİM KRİZİ YARATIR”

“PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI REJİM KRİZİ YARATIR”

Partili Cumhurbaşkanlığı hem ayrışmayı, kutuplaşmayı arttırır, hem de rejim krizi yaratır.

AKP’li Şaban Dişli’nin dün Davutoğlu-Erdoğan çatışması hakkındaki itirafı, bu ucube Başkanlık sisteminin nasıl bir tek adamlık düzeni getireceğini şimdiden göstermektedir. Sistemi işletemeyenler, anayasal yetkilerinin dışına taşan, yeminine sadık kalmayanlar bugün anayasaya uymak yerine, anayasayı kendilerine uydurmaya çalışıyorlar. Bu referandum, milleti darbeyle, terörle ve ekonomik krizle karşı karşıya bırakanlara verilecek her “HAYIR” oyuyla sistemi ayakta tutmak için son şanstır.
Seçim kazanmış, bu tip bir Başkanlık modeline karşı çıkmış, anayasal yetkilerine sahip çıkmak isteyen Başbakan Davutoğlu’nu tek adamlık rüyası uğruna azleden bir cumhurbaşkanı için hazırlanan bu anayasa, ondan sonraki cumhurbaşkanları ile Meclis arasında, yargı ile yürütme arasında yeni krizler çıkaracaktır. Bu tip bir tek adam modelini anayasa diye yazanlar, olsa olsa Saray içine gizlenmiş, devleti ve rejimi dinamitlemeye kalkmış FETÖ’cülerdir. Hiçbir iktidar, devletin temeline dinamit döşeyecek, yeni devlet krizi yaratacak bir anayasayı yazamaz. Bu anayasa paketi olsa olsa devleti uçuruma sürüklemeyi aklına koyanlarca yazılmıştır.
Bugün bize “çift başlılık” diye anlatılan, kriz değil kuvvetler ayrılığına dayalı demokrasi için çaredir. Başbakana icraat, cumhurbaşkanına uzlaşı, hakemlik ve saygın akıl olma görevini veren bu parlamenter sistem, demokrasinin emniyet sübabıdır. Cumhurbaşkanı milletin akil babası olacağı yerde, herkesi kucaklayacağı yerde vatadaşlar arasında taraf tutan, kendisine oy vermeyenleri sürekli aşağılayan kimliğe büründüğü anda, o ailede ve devlette huzur kalmaz. Babanın sürekli bağırdığı, vatandaşlar arasında ayrıma gittiği, krizi kendisinin çıkardığı düzende, annenin mutsuz, çocukların huzursuz, vatandaşların da güvensiz olduğu yerde aile bütünlüğü, evin dirliği ,ülkenin birliği kalmaz.
Demokratik ülkelerde, her kurumun görev alanı ve karar alma özerkliği bellidir, kuvvetler ayrılığı en önemli değerdir. Başkan demokratik sistemlerde partinin üyesidir ama parti yönetiminde değildir. Başkanın siyasi konularda elbette bir rengi vardır ama tüm devleti partisinin rengine boyamaya kalkışmaz. 

Bu pakette ise Cumhurbaşkanı bizzat genel başkandır, katı bir parti disipliniyle kendi sözünden çıkmayacak hakim savcıları atayacak, bürokratları belirleyecek, valiyi,kaymakamı da seçecek ilçedeki hakimi de,savcıyıda dolaylı yoldan görevlendirecektir... Bu paket geçerse partili cumhurbaşkanı sabah il başkanlarını toplayacak, öğlen kanun dinlemeyecek bir kararnameyi çıkaracak, ikindi haberlerinde kendi atadığı cüppeleri ilikli hakim ve savcıların önünde anamuhalefete çatacak, akşam siyasi karar alıp uluslararası anlaşma imzalayacak, gece vakti ise kritik kararlara imza atacak hakim ve savcıları atayacaktır. Böylesi bir modelde kriz çıkması, toplumsal huzursuzluğun artması, bu cumhurbaşkanına oy vermemiş ve torpilsiz işi yürümemiş vatandaşın devlete olan inancının erimesine sebebiyet verecektir.
Başkan, demokratik başkanlık modellerinde meclisin ve yargının yetkilerine, görev alanlarına dokunmaz, vekil listesi belirlemez, yargının üyelerini bu kadar çok sayıda atamaz. Hiçbir Başkanlık sisteminde başkan, federal hakimler hariç, yargıyla ilgili atama ve kararlara karışamaz. Yüksek yargı hakimleri başkanlık sistemlerinde ömür boyu atanırken, bu pakette başkana inanılmaz yetkiler tanınıyor. 
Hiçbir başkanlık sisteminde başkan meclisi feshedemez, öyle kafasına göre bir sabah uyanıp “seçimleri yeniliyorum” diyemez.Seçimleri yenilemek demek,milletvekillerinin işini son vermek demektir. Meclisi feshetmektir. Oysa bu paket partili cumhurbaşkanına her sabah seçimleri yenileme şansı veriyor, başkanı kandıran herhangi bir cumhurbaşkanı yardımcısının başkan yokken devleti her türlü uçuruma sürükleyecek kararları almasına izin veriyor.
Partili Cumhurbaşkanlığı modeli, kuvvetler ayrılığının ve parlamenter sisteminin sonudur. Vatandaşın seçeceği milletvekilleri için sandığa olan inancını yok edecek, yargıdaki atama yetkisiyle adalete olan inancı çökertecektir. Partili cumhurbaşkanlığı, devlette uzlaşı, kriz çözme, ortak akılla hareket etme duygusunu yok edecektir. “Hayır” çadırında vatandaşa kucaklayıcı bir dille değil, “yalan, mezhep, taraflı hizmet” üzerinden yaklaşan bir partili cumhurbaşkanı adayı bize her şeyi göstermiştir.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.