
Sevinen CHP'liler! Stresli CHP'liler!
Ali Eyce yazdı; Sevinen CHP'liler! Stresli CHP'liler!
Cumhuriyet Halk Partisi'nin içindeki siyasi belirsizlik, en çok da CHP’de siyaset yapanları düşündürür oldu.
Adliyedeki CHP Kurultayı'nın iptaline dair açılan davanın varlığı ise bunun en büyük nedeni.
Zira kimin, kiminle, nerede, nasıl olacağı sorusunun cevabını herkes birbirine soruyor ve birbirlerine sordukları soruya yine birbirlerine düşünerek cevap veriyorlar.
Matematiğin mantık önermesinde "P ise q, q ise P" gibi!
CHP kadroları ise bu önerme konusunda oldukça tecrübeli!
CHP, Genel Başkan değişiminin yaşanmasından dolayı tecrübeliler, yerel seçimlerde belediye başkanları ve meclis üyeleri tercihlerinden dolayı tecrübeliler.
Tecrübeli olunmayan tek durum var, o da CHP’nin 38. Kurultayı'nın iptaline ilişkin iddialar, deliller, şahitler ve dava!
Şu an için CHP’nin siyasi geleceğiyle ilgili olarak kim ne derse desin doğru, kim ne derse desin yanlış!
Tek doğru var, o da 9 Eylül 1923’te kurulan CHP isminin değişmeyeceği!
Türkiye’de siyasi partilerin yakın geçmiş siyasi tarihine baktığınızda, lideri tarafından kurulan ve lideri yok olduktan sonra yok olan yapıya sahiptir.
Tıpkı bir dönem Turgut Özal tarafından kurulan ANAP gibi, bir dönem Süleyman Demirel tarafından kurulan Doğru Yol gibi, tıpkı bir dönem Bülent Ecevit tarafından kurulan DSP gibi!
Türkiye’nin yakın siyasi geçmişinde ise iki türlü senaryo üzerine siyasi hayat düşünülüyor, planlanıyor ve sonuçsal durumları merakla bekleniyor.
Birincisi; AK Parti Kurucu Genel Başkanı, Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın olası bir şekilde siyasetten çekilmesi ve AK Parti’yi 20 küsür yıllık teşkilat yapısının sağlamlığına bırakması.
İkincisi ise; CHP’nin geçmiş dönem Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay iptali üzerine yeniden CHP’nin başına gelmesi ve yapılacak kurultay ile de başta kalması.
Birinci senaryo, şu an için hem çok uzak, hem çok düşünülmüş, planlanmış ve projelendirilmiş gibi görünüyor.
Üstelik muhtemelen 2033 yılına kadar da daha çok düşünülecek, planlanacak ve projelendirilecek gibi görünüyor.
İkinci senaryo ise eli kulağında, gözü koltuklarda ve aklı "Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!" anekdotunda.
İşte bu anekdotluk hali, CHP’de bir kısım birilerini umutlandırıyor ve sevindiriyor, bir kısım birilerini ise stresli halde düşündürüyor.
Adına siyaset de deseniz, hayat bu; umutlanmak kadar sevinmek, sevinmek kadar strese girmek, strese girmek kadar da üzülmek var.
Bu nedenledir ki şu aralar köprüyü geçene kadar kimse "dayı" dememek, dayıyı görene kadar kimseye köprüyü göstermemek en iyisi.
Dayı kalır, köprü gider!
Köprü gider, dayı kalır!
Kışın da en çok ayva tatlısı yenir!
Vesselam!
Dipnot: "Ankara’da değişen bir şeyler mi var?" derseniz, YOK.
Gündüzleri yine çok sıcak, geceleri yine oldukça serin!
Karasal iklim!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.