SINAVLAR

Biz bir sınav ülkesiyiz. Hayatımız boyunca her şeyle sınanmamız yetmezmiş gibi eğitimde de hep sınavlarla geçer ömrümüz. Bir taraftan iyidir bir taraftan da kötü. İyidir çünkü sınav sayesinde belirli durumlarla baş etme becerisi kazanırız. Kötüdür çünkü baş edemezsek hak ettiğimizi düşündüğümüzü elde edemeyiz.

Evet sevgili dostlar. Değiştiremeyeceğimiz bir gerçek bizim sınav ülkesi olmamız. Bunu eleştirebiliriz ancak bu gerçekle nasıl yaşayacağımızı bulmak bence daha doğrudur. Aile olarak, birey olarak neler yapmalıyız, bu süreci nasıl yönetmeliyiz? Cevap bulmamız gereken sorular bunlardır.

Öncelikle bir sınava hazırlık süreci geçirmeliyiz. Bu da öğrencinin kendini mental olarak sınava hazırlamasıyla gerçekleşir. Genellikle öğrencilerde gördüğüm şey, bu dönemi bir illet olarak kodlamaları. Ancak böyle kodladıklarında ciddi bir durum yaratmış oluyorlar. Sınavı bir illet olarak kodlamak ona sanki bir hastalık muamelesi yapmak anlamını yüklüyor. O zaman da öğrenci bu dönemde hep hastalıkla mücadele eder gibi davranıyor. Belki de ilk yapması gereken anlamı değiştirmek. Sınav bir illet değildir tam tersine kendimizle ilgili hayal ettiğimiz neyse bizi ona götürecek bir araçtır. Tabi ki bu yol zorluklarla doludur ancak yol ne kadar zorlu olursa olsun aşılmayacak yol yoktur.

Bu süreci sağlıklı bir hale getirdiysek ilk yapmamız gereken eylem planıdır. Öğrencinin mutlaka bir eylem planına ihtiyacı var. Eylem planını çıkartırken ne yapması gerektiği de şekillenecek. Nereyi güçlendirmesi gerekiyor, nerede yardım alması gerekiyor? Önce haftalık hedefler koymalı. Hedefleri tam bitirmeye alışmalı. Sonra aylık hedeflerle ilerlemeli. Küçük hedefler ayrıca bizim atladığımız göremediğimiz birçok ayrıntıyı da görmemizi sağlar.

Ülkemizde her iki sınav da uzun soluklu. Öğrenci hangisine hazırlanıyor olursa olsun yöntem aynıdır. Eylem planı yapmak, bu işin en önemli kısmıdır. Böylece süreçte nasıl ilerlediğimizi de rahat görebilir hale geliriz. Karşımıza çıkacak birçok aksaklığı ancak sağlam bir planımız varsa aşabiliriz.

Plan yeterli mi derseniz, tabi ki değil. Bunu sürdürmek de en önemli kısmı. Yoksa bu, her pazartesi rejime başlamaya benzer. Taşı delen suyun gücü değil sürekliliğidir, sözünü çok severim. Çünkü bize yeteri kadar çaba gösterirsek her şeyi başarabileceğimizi anlatır. O yüzden devamlılık önemlidir.

En önemli noktalardan biri de gerçekçi bir eylem planına sahip olmaktır. Nereden başlıyoruz, nasıl ilerliyoruz ve nereye kadar gidebiliriz? Nereye kadar ilerleyeceğimizi zaman belirleyecektir ancak bunun gerçekçi bir şekilde ortaya konması, bizi süreçte büyük kırılmalar yaşamaktan kurtarır diye düşünüyorum.

Bu süreçte anne babalara da çok iş düşmektedir. Öncelikle bu süreci çocuk açısından algılamaya çalışmalıdırlar. Bu süreçte, çocuklarımız kendilerini çok yalnız hatta çoğu zaman başarısız hissetmektedir. Sadece oturup ders çalışmalarını istemek, gerçekçi bir bakış açısı değildir. Çocuğun bu yönde bir kazanımı yoksa hemen oturup bunu yapmaya başlaması mümkün değildir. Öncelikle yapacaklarına ilişkin algılarını güçlendirmemiz gerekir. İrade gösterebilmeleri için bu, şarttır. Çoğu çocuk bunu tek başına yapamamaktadır. O zaman mutlaka bu süreçte yardım almak gerekir. Doğru tepkiler gösterebilirsek çocuğumuzun da bu süreçte daha doğru ilerlemesini sağlayabiliriz diye düşünüyorum.

Unutmayalım ki geleceğimizin mimarı çocuklarımızdır. Onlar bir proje değildir elimizde. Bu süreçte bizden en çok bekledikleri, sevgimizdir. Sevgimizi çocuklarımıza koşulsuz sunarsak aslında gelişimlerine katkıda bulunabilir ve sınavlarla baş etme gücünü gösterebilirler. Ve inanın sınavlarımız, kolay değil. Çok çalışmayı gerektiren, uzun ve yorucu bir süreç sevgili dostlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.