Dr. Taner Akman

Dr. Taner Akman

Tıbbi Deontoloji

Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi – Madde 32
“Tabip ve diş tabibinin, kendi meslekdaşları ile bunların bakmakla mükellef oldukları usul ve
furuunun ve karı veya kocalarının muayene ve tedavileri için ücret almaması uygundur. Bu
hallerde, zaruri masraflarını istiyebilir.” (Resmî Gazete: 19.02.1960 – Sayı: 10436)

Bir hekimin başka bir hekime para karşılığı muayene yapmaması… Bu sadece eski bir kural değil,
aslında mesleğin ruhuna işlenmiş bir sessiz yemin gibidir. Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’nin 32.
maddesi, yarım asırdan uzun bir süredir yürürlüktedir. Ancak bu madde yalnızca hukukî bir metin
değil; aynı zamanda meslekî onurun, meslekdaş dayanışmasının ve insaniyetin sembolüdür.
Tıp mesleği, kendi içindeki dayanışmayla var olmuştur. Aynı yorgun nöbetleri tutan, aynı staj
koridorlarında ter döken, benzer hayatlardan geçen doktorlar için “meslektaşlık” kavramı,
yalnızca aynı diplomayı taşımaktan ibaret değildir. Bu bağ, zamanla bir aile hukukuna dönüşür; o
yüzden de meslektaşın annesi annen, çocuğu çocuğun gibidir.

İşte bu anlayış, 1960’tan bu yana hukuken de koruma altına alınmıştır. Madde 32, bir doktorun
bir başka doktordan veya onun yakınından muayene ya da tedavi için ücret almamasını “uygun”
görür. Hukuki metinler genellikle sert ve emredici olur; fakat burada kullanılan “uygundur”
kelimesi, konunun etik ve vicdanî boyutuna dikkat çeker. Zorunluluktan değil, erdemden gelen bir
davranıştır bu.

Yıllar içinde bazı şeyler değişti. Sağlık sistemleri dönüşüme uğradı, özel hastaneler çoğaldı,
hekimlik ticarileşti. Ancak bu madde hâlâ yürürlüktedir. Fiilen her yerde uygulanmasa da, kamu
hastanelerinde, üniversite kliniklerinde ya da meslek içi ilişkilerde hâlâ sessizce yaşar.
Yargıtay içtihatlarında bu maddeye doğrudan atıf nadirdir çünkü genellikle ihtilaf doğmaz. Ancak
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2013/6829 E. ve 2013/10742 K. sayılı kararında, doktorlar arası
etik ilişkilere dair yorumlar yapılmış ve “meslekî teamüller, bazen hukuk normlarının ötesinde
bağlayıcılık taşır” denmiştir. Aynı şekilde, Sağlık Bakanlığı Etik Kurulu da 2017 tarihli bir
görüşünde, bu maddenin “hâlen geçerli bir etik çerçeve sunduğunu” ve “doktorlar arası ücret
almama pratiğinin teşvik edilmesi gerektiğini” belirtmiştir.

Bazı özel hastaneler veya hekimler, bu maddeye “uygun” davranmayı reddedebilir. Zira madde
zorunlu değil, öneridir. Ancak mesele hukuken değil, ahlaken değerlendirilmelidir. Çünkü bazen
tek bir muayene, mesleğin bütün onurunu temsil edebilir.

Sonuç olarak, Madde 32 bir kural değil, bir ayna gibidir: Hekimin içindeki vicdanı, saygıyı ve
dayanışmayı gösterir. Hekim hekime ücret koymaz; çünkü bilir ki, karşısındaki sadece bir hasta
değil, bir meslektaş, bir yol arkadaşıdır. Onun bakmakla yükümlü olduğu biri, aynı zamanda senin
sorumluluğundur. Bu, kanunlara yazılamayacak bir vicdan hukukudur.
Ve belki de bu yüzden, bu madde yürürlükten hiç kaldırılmadı. Çünkü bazı değerler, yasa
metinlerinden daha uzun yaşar.

image0.jpeg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.