Yapay zekaya teslim olmak
Dilan Akyol yazdı; Yapay zekaya teslim olmak
Artık çoğu sorunun cevabını düşünmeden yapay zekâya soruyoruz. Ne yiyeceğimize, nasıl yazacağımıza, hatta bazen ne hissedeceğimize bile algoritmalar karar veriyor. Bu teknolojinin sunduğu kolaylıklar elbette inkâr edilemez. Ancak her kolaylık, insanın içsel kaslarını biraz daha zayıflatıyor.
Düşünmek, araştırmak, üretmek... Bunlar insanı insan yapan temel becerilerdi. Şimdi çoğunu dış kaynaklara devrediyoruz. Bir süre sonra, basit kararları bile kendi başımıza veremez hale gelebiliriz. Çünkü kas kullanılmazsa körelir, zihin de öyle.
Yapay zekâ, bir araç olmalı; amaç haline geldiğinde insanı pasif bir izleyiciye dönüştürür. Her işimizi ona yaptırmak, bizi zeki değil, sadece bağımlı yapar. Belki de bu çağın en büyük riski, kendi aklımızı terk etme rahatlığında saklı.
Peki, teslim olmamak için ne yapmalı? Öncelikle basit şeylerden başlamalıyız. Örneğin, sabah kahvemizi hazırlarken yapay zekâya sormak yerine kendi damak tadımıza güvenmek; bir yemeği seçerken önerilere takılmadan sevdiğimiz lezzetleri hatırlamak… Günlük hayatımızda küçük kararları kendimiz vermek, düşünme kaslarımızı canlı tutar. Ayrıca, teknolojiye ara verip doğayla baş başa kalmak, kitap okumak veya yeni bir beceri öğrenmek de zihni güçlendiren alışkanlıklar.
Sonuç olarak, yapay zekâ hayatımızı kolaylaştırsa da, onun arkasında duran en değerli şey—bizim aklımız, merakımız ve yaratıcılığımız. Onu korumak, geliştirmek bizim elimizde.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.